Yumurtalık Kisti Nedir ? Nasıl Tedavi Edilir?
Kadın Hast. ve Doğum

Yumurtalık Kisti Nedir ? Nasıl Tedavi Edilir?

    Yumurtalık Kisti Nedir ? Nasıl Tedavi Edilir?

    Yumurtalık kisti nedir nasıl tedavi edilir? Yumurtalık kistleri, kadınlarda yaygın olarak 20-45 yaşlarında görülmektedir. Bunun sebebi yumurtalıkların aktif olarak genellikle bu yaş aralığında kullanılmasıdır. Nadiren çocuklarda ve ileri yaşta da görülebilen bir rahatsızlıktır. Çoğunlukla iyi huylu olan bu kistler çok nadiren kansere dönmektedir. Genellikle genetik yolla, hormonal değişiklikler, yağ bezelerinde oluşan komplikasyonlar veya gelişimsel bozukluklar sebebiyle yumurtalık kistleriyle karşılaşılmaktadır. Gebelik oluşturmak için uygulanan tedaviler de yumurtlamayı sağlayıcı ilaçlar sebebiyle yumurta kisti oluşumlarına sebep olabilir. Çoğu kist bir tehlike arz etmemekle beraber bazen kendiliğinden tedavi edilmeye gerek olmaksızın geçebilmektedir.

    Yumurtalık Kisti Nedir?

    Yumurtalık kisti tedavi edilir? sorusunun cevabı için öncelikle yumurtalığın ne olduğundan bahsetmek gerekir. Yumurtalık, kadınlarda rahmin iki tarafında yer alan ve progesteron ile östrojen hormonlarını üreten bir yapıdır. Kadın üreme sistemi için çok önemli olan bezlerdir.  Bazen bu bezlerde içi sıvı dolu ve etrafı kist duvarı adlı dokuyla çevrili olan keseler oluşabilir. Bu keselere yumurtalık kisti adı verilir. Yumurtalık kistlerinin birden fazla çeşidi olup temel olarak iki gruba ayrılırlar:

    Fonksiyonel Yumurtalık Kistleri

    En yaygın görülen zararsız türüdür. Yumurtlama döneminde farklılaşmaya başlayan dokudan gelişir. Çoğunlukla bir belirtiye sebep olmaz. Tedavi gerekmeksizin 1.5-2 ay içinde kendiliğinden geçebilir. Fonksiyonel (işlevsel) yumurtalık kisti türleri şunlardır:

    • Foliküler Kistler: Özellikle genç kadınlarda çok sık rastlanan bir yumurtalık kisti türüdür. Genelde hiçbir belirti vermez.  Adet döneminden önce büyüyen yumurtaların çatlayamayıp büyümesi ile oluşur. Bu sebeple adet gecikmesine de sebep olabilir. Boyutları 2-3 cm' ye varan bu kistler çoğunlukla 1.5-2 ay içinde tedavi edilmeden kaybolur ve herhangi bir yan etkiye sebep olmaz. Bu süre içinde kaybolmadığı durumlarda küçülmesi için doğum kontrol hapı kullanılması önerilir. Çok nadiren bu tedavi işe yaramayabilir ve cerrahi müdahale gerekebilir.
    • Korpus Luteum Kisti: Korpus Luteum adlı yapıya, sarı cisim veya sarı nokta da denmektedir. Döllenme gerçekleştikten sonra yumurtanın içinden çıktığı yapıdır. Erken gebelikte progesteron hormonu üretimini sağlayan yığın hücreler halindeki yapıya verilen addır. Hamileliğin 2. ayından sonra yok olması beklenir. Döllenme olmadığında ise yumurtanın içinde olgunlaşmasına olanak sağlar. Normal şartlarda yumurta bu yapıdan ayrıldıktan sonra korpus luteumun çatlaması gerekir. Kimi zaman bu yapı yok edilemez ve içi sıvı ile dolup kistleşir. Buna korpus luteum kisti denir. Yaklaşık 3 ile 7 cm arasında değişen boyutlara ulaşabilir. Hormon salgıladığı için adet düzensizliğine de sebep olabilir. Genelde tek yumurtalıkta oluştuğu gibi nadiren iki yumurtalıkta da görülebilir. Bu kistler 5 cm civarından daha büyük olmadığı veya bir komplikasyona sebep olup ağrı yapmadığı taktirde bir tedavi gerektirmez. Kendiliğinden yok olurlar ve adet dönemindeki kanamayla atılabilirler.

    Patolojik Kistler

    • Dermoid Kist: Çoğunlukla 30 yaş üstü kadınlarda görülen ve iyi huylu olan yumurtalık kisti türüdür. Yumurtalıklarda bulunan ve embriyo gelişimi için birçok farklı yapıya dönüşebilen (kemik, sinir, kıl, diş, yağ, deri vb.) dokular ve sarı renkli sıvılar taşıyan bu yapıların yumurtalıklarda kalıp kistleşmesiyle oluşur. Bu kist türü de çoğunlukla bir belirtiye sebep olmaz.  Kansere dönüşme riski taşıyan kistlerdir. Bir komplikasyona sebep olmadığı ve büyümediği sürece düzenli takip ile kontrol edilir. Aksi taktirde cerrahi müdahale ile alınması gerekir.
    • Endometrioma (çikolata kisti): Adet döneminde kanamayla atılan rahim dokusunun iç duvara yapışıp kalması ve burada büyüyüp her ay kanama yaparak büyümesi ile oluşur. Adının çikolata kisti olmasının sebebi içindeki sıvının çikolatayı andıran koyu kıvamlı kahverengi - koyu kırmızı bir renk olmasıdır. En yaygın belirtisi ağrılı ve düzensiz adet görmedir. Yumurtalık kisti nasıl tedavi edilir? Kistler küçük boylarda olduğunda ilaçla tedavisi mümkündür. Eğer tersi bir durum varsa kısırlık ve sürekli büyüme riski olduğundan cerrahi müdahale gerekir.
    • Polikistik Over Sendromu (çoğul yumurtalık kisti):  Bu sendrom, hipofiz bezinin ön lobundan salgılanan hormonun düzensizliği sebebiyle ortaya çıkar. Bu hormon kadınlarda yumurtalıkların, erkeklerde ise testislerin işlevlerini kontrol eden bir hormondur . Düzenli yumurtlayamama ve dolayısıyla çatlayamamış yumurtaların yumurtalıklarda birikmesiyle karakterize olan bir yumurtlama bozukluğudur. Belirtileri az sıklıkta adet görme veya uzun bir süre hiç görmemedir. Diğer bir belirti de androjen hormonu seviyesinin kanda yükselmesidir. Androjen hormonu, erkeklerde en yüksek seviyede üretilen hormondur. Erkek ikincil cinsiyet özelliklerinin ortaya çıkmasını sağlar. Bu hormonun kadınlarda yükselmesi saç dökülmesi, tüylenme gibi belirtilere sebep olabilir. Bunun dışında verdiği belirtiler artan kilo, sivilcelenme, kısırlık, baş ağrısı, insülin direnci, iltihap, adet düzensizliği, ciltte kararma olarak karşımıza çıkar.

    Kanser Şüphesi Olan Kistler

    Yumurtalık kanseri şüphesi olan kistler, ultrasonografik yöntemle incelendiğinde kötü huylu olma ihtimalinin yüksek olduğu anlaşılabilir. Bunun işareti kistin katı kısmının sıvı kısmından daha çok olması yani sertleşmiş olmasıdır. Bu tür kistler cerrahi müdahale gerektirir. Ameliyat sırasında çıkarılan parça patolojik olarak değerlendirilir. İyi veya kötü huylu olmasına göre operasyona devam edilir.

    Yumurtalık Kisti Belirtileri Nelerdir?

    Yumurtalık kisti nedir nasıl tedavi edilir? Bazen kistler hiçbir bir ağrı yapmayıp bir belirti göstermeyebilir ve muayene sırasında tesadüfen fark edilebilir. Bunlar kolayca tedavi edilir. Yumurtalıklarda oluşan kistler diğer organlarda oluşan kistler gibi genellikle organda işlevsel bir bozukluğa sebep olmaz. Bu sebeple belirti olmayabilir. Belirti görülen durumlarda bunlar genel olarak şu şekilde sıralanabilir:

    • Kasıklarda ağrı
    • Karında ağrı ve şişlik
    • Adet düzensizliği, adet görememe
    • Ağrılı adet görme
    • Sindirim sistemi bozuklukları
    • İdrar yolu şikayetleri
    • İlişki sırasında ağrı
    • Mide bulantısı, kusma
    • Göğüslerde hassasiyet
    • Kalça (pelvis bölgesi) ve uyluklarda ağrı
    • Ele kitle gelmesi
    • Gebe kalamama
    • Anormal kilo artışı
    • Tüylenme

    Doktora başvurmanızı gerektiren ciddi semptomlar ise şunları içerir:

    • Geçmeyen mide bulantısı, kusma
    • İştah kaybı
    • Yüksek ateş
    • Şiddetli ağrı

    Bu belirtilerin görüldüğü durumlarda hemen tıbbi müdahale veya ilaç tedavisi gerekmektedir. Belirti göstermiyor olsa bile bir yumurtalık kisti tespit edildiğinde uzman tarafından düzenli takip edilmek istenebilir. Bunun sebebi ileride herhangi bir soruna sebep olmayacağından (daha fazla büyümeyeceğinden veya yumurtalık kanserine dönmeyeceğinden) emin olmaktır.

    Yumurtalık Kisti Nasıl Teşhis Edilir ?

    Yumurtalık kisti nedir nasıl tedavi edilir? Yumurtalık kistinin teşhisi genellikle rutin bir muayene ile yapılır. Gerekli gördüğünde doktor ekstra tetkikler isteyebilir. Bu tetkikler şunları içerir:

    • Ultrasonografi: İnsan kulağının işitemeyeceği yüksek frekanslı ses dalgaları ile organların görüntüleme yapılır. Kistin durumunun tespit edilmesini sağlayan zararsız bir yöntemdir. Jinekolojik kistlerin boyutları ve türü hakkında bilgi sahibi olmamızı sağlar. Kullanılan en yaygın görüntüleme yöntemidir.
    • Doppler Ultrasonografi: Halk arasında renkli ultrason olarak bilinir. Damarlardaki kanda bulunan kırmızı kan hücrelerinin her birine çarpan ses dalgalarının yansımasına göre damarlanma durumunu ve dağılımını gözleme imkânı bulunur. Kötü huylu yumurtalık kistlerinin damarlanması fazla ve damar içi direnci düşüktür. Karından veya vajinal yoldan yapılabilir.
    • CT Taraması: Halk arasında yaygın olarak bilgisayarlı tomografi adıyla bilinir. Vücuttaki iç organların kesit görüntülerin ve anatomik yapısının görüntülenebildiği bir görüntüleme yöntemidir.
    • Laparoskopi: Karına büyük kesikler açmaya gerek kalmadan küçük bir delikten doğrudan iç organlara bakmaya yarar. Göbek deliğinden karına gönderilen minik bir kamera ile görüntüleme yapılır. Bu yöntem aynı zamanda hastalığı görüntülemenin yanında tedavi etmek için de kullanılmaktadır.
    • Kan testleri:  Kan testi ile CA125 değeri ölçülür. Bu değer yumurtalık kanseri durumunda kanda çok yüksek çıkmaktadır. Bir kist oluşumunda bu değer olması gerekenin 3 katından daha fazla üretilmektedir. Bu madde çikolata kisti veya endometriozis olduğu durumlarda da yüksek çıkabilir. Bu sebeple HE4 maddesine de bakılmaktadır. Bu maddelerin ikisinin bir arada değerlendirilmesi daha tutarlı sonuçlar almaya yarar.

    Yumurtalık Kisti Nasıl Tedavi Edilir?

    Yumurtalık kisti nasıl tedavi edilir? Yumurtalık kistleri, yeterince büyüyüp diğer iç organlara baskı yapmadığı sürece anlaşılamazlar. Bu yüzden düzenli muayene ve kontroller yapılmalıdır. Aksi taktirde yumurtalık kisti kötü huylu olduğunda maalesef ancak ileri seviyelerde anlaşılmaktadır. Bu da tedavileri daha zor ve uzun kılmaktadır. Kistler için genel olarak belirli tedavi yöntemleri olsa da her kistin sayısına, büyüklüğüne, karakterine, verdiği belirtilere, hastanın yaşına, gebelik durumuna ve diğer fiziki ve biyolojik kondisyonlarına göre uygulanan tedaviler ve ilaçlar değişiklik gösterir. Hormonal bozukluklar ve adet düzensizliği de yumurtalık kistlerine yol açabilir. Bu sebeple bu durumlarda öncelikle kiste sebep olan hastalıklar tedavi edilmelidir. Edilmediğinde kist oluşumları sürekli tekrar edebilir. Yumurtalık kisti nedir nasıl tedavi edilir? Genellikle çapı 5 cm’ den küçük olan, büyüme eğiliminde olmayan iyi huylu kistlerin kendiliğinden geçmesi beklenir. Eğer bazı belirtiler gösteriyorsa (ağrı, adet düzensizliği) doğum kontrol hapları veya hormon ilaçları ile kontrol altına alınır. İltihap kistlerinde uygulanan tedavi yöntemi antibiyotik ilaçlar kullanılmasıdır. Kistlerin büyümediğinden ve kötü huyluya dönmediğinden emin olmak için takip gereklidir. 5 cm’ den büyük ve sürekli büyüdüğü tespit edilen, hastanın günlük yaşantısını etkileyecek şekilde ağır belirtiler veren ve hastanın sağlığını tehdit eden kanser şüpheli yumurtalık kisti için cerrahi müdahale gereklidir. Cerrahi müdahale gerektiren kist özellikleri şu şekilde sıralanabilir:

    • Kistin boyunun büyük olması ( 5 cm’ den büyük)
    • Kistlerin sürekli büyümeye devam ettiğinin görülmesi
    • Çok şiddetli belirtiler vermesi
    • İlaçlı tedaviye cevap vermemesi
    • Kistin kötü huylu olma riski
    • Kistin torsiyon (burkulma) veya yırtılma (patlama) riskinin yüksek olması

    Yumurtalık kisti nedir nasıl tedavi edilir? Daha küçük çaplı kistlerde küçük kesiklerle sadece kistin kendisi çıkarılabilir. Aynı zamanda kanser riski olan ve büyük kistlerde yumurtalıklar ve uterus da çıkarılabilir. Özellikle menopoza girmiş hastalarda bu daha olasıdır. Doğum yapmamış hastalarda ameliyat üreme fonksiyonları açısından risk taşıdığı ve kalıcı hasarlara neden olabildiğinden kullanılan daha pratik bir yöntem vardır. İğne ile yumurtalık kisti içindeki sıvının boşaltılması yoluyla da tedavi edilebilir. Bu işlem dakikalar sürmektedir. Ayrıca ameliyatın getirdiği hiçbir komplikasyona sebep olmaz. Hasta ağrısız bir şekilde iyileşebilir. İlaç tedavisi ile desteklenerek tedavi başarısı artırılabilir. Torsiyon (burkulma) veya yırtılma gibi bir durum olmadığında gerekli tetkikler yapılır. Belirlenen tarihte cerrahi müdahale yapılır. Yumurtalık kisti nedir nasıl tedavi edilir? Sürekli büyüme eğiliminde olan kistler iç basınç artışı sebebiyle dönme hareketi yapmaya başlar. Bu şekilde kendi kendilerini boğma veya yırtılma gibi sorunlara sebep olabilirler. Eğer kistte torsiyon veya yırtılma olmuşsa acil ameliyat gereklidir. Acil yapılan hazırlıksız ameliyat şartlarında yumurtalığın kaybedilme riski bulunur. Bu nedenle kistlerin takibinin düzenli ve dikkatli yapılması önemlidir. Bu duruma gelmeden kontrol altına alınmalıdır. Bu gibi acil durumlarda müdahalenin hızlı olması gerekir. Dolayısıyla ameliyatın kapalı yapılması şansı da kaybolmaktadır.

     Yumurtalık kisti ameliyatında kullanılan iki çeşit cerrahi yöntem vardır:

    • Laparoskopi: Açık ameliyattan daha farklı bir yöntemdir. Göbek deliğinden ve karından sadece 50-100 mm boyutlarında minik kesikler açılarak yapılan bir kapalı ameliyat yöntemidir. Genel anestezi uygulanır. Yumurtalık kistlerinde ilk cerrahi yöntem olarak kullanılması tavsiye edilir. Büyüme eğiliminde olmayan ve kanser riski taşımayan iyi huylu kistler için kullanılır. Göbek deliğinden sokulan iğne ile karına karbon dioksit gazı verilerek karın boşluğu şişirilir. Böylece müdahaleyi yapmak için gerekli alan elde edilmiş olur. Daha sonra göbek deliğinde açılan kesikten ince ve uzun bir teleskop ile kiste ulaşılır. Yüksek teknoloji kameralar sayesinde 20 kat daha büyük ve ayrıntılı bir görüntüsü elde edilebilir. Ciltte büyük yara izleri bırakmaz ve kanlı bir işlem değildir. Kesiler küçük olduğundan enfeksiyon riski de en aza inmiş olur. Üreme sağlığı ve karın içi yapışıklık riskinin de düşük olduğu bir işlemdir. Estetik açıdan da laparatomiye göre daha avantajlıdır. Ameliyattan birkaç saat sonra hasta ayağa kalkabilir. Yatış süresi açık ameliyata göre çok daha kısadır.
    • Laparotomi: Tıpta abdominal explorasyon olarak adlandırılır. Hem tanı koymak amacıyla karın içini izlemek için hem de tedavi amacıyla karnı açmak kullanılır. Açık ameliyat türüdür. Büyük ve kötü huylu kistlerde bu yöntem kullanılmaktadır. Çok yaygın kullanılan bir yöntem değildir. Günümüzde cerrahi müdahaleler mümkün olduğunca az ve küçük kesiklerle yapılmak istenmektedir. Laparotomide açılan kesiklerin büyüklüğü yumurtalık kisti boyutuna göre değişmektedir. Bu kesikler 10–15 cm’ yi bulabilir. Bu yöntemde de genel anestezi kullanılır. Yapılan testler bazen teşhiste yetersiz kalabilir. Bu durumlarda net bir sonuca varmak için karın açıldığında gerekirse tedavi de uygulanabilir. Kistler çıkartılabilir. Böylece 2 kez ameliyat yapılıp hastayı yormaya gerek kalmaz. Gerekli görüldüğünde kistle birlikte yumurtalık veya uterusu da almak gerekebilir. Bu organlar çıkarıldığında onları besleyen lenf bezleri de alınır. Sadece kistin çıkarılması yöntemine kistektomi, kistle birlikte yumurtalığın da çıkarılmasına ooferektomi adı verilir.

    Genel olarak bir değerlendirme yaparsak yumurtalık kistleri kadınlarda çok sık görülen bir durumdur. Yumurtlama yaptığı dönem boyunca her kadın birçok kez kist geliştirebilir. Kistler genellikle kendiliğinden yok olur, bir belirti göstermez. Gösterdiği durumda doktorunuz tarafından gerekli tetkikler istenir. Ardından doğum kontrol hapı ile tedavi edilebilir. Düzenli takip istenir. Çoğunlukla korkulacak bir durum yoktur. Kistlerin %90’ a yakını iyi huyludur. Cerrahi müdahaleyi gerektiren birkaç durum vardır:

    • Büyüme eğiliminde olması
    • Şiddetli belirtiler vermesi
    • Kötü huylu olma riski barındırması
    • Diğer organlara baskı yapması
    • Gebelik için tehlike oluşturması

    Yumurtalık kisti nedir nasıl tedavi edilir? Daha küçük fakat belirti verip hastanın hayat standardını düşüren iyi huylu kistlerse genellikle kapalı ameliyat (laparoskopi) uygulanır. Büyük boyutlarda ve kanser riski taşımakta ise laparoskopi yapmak doğru değildir. Açık ameliyat (laparotomi) ile alınabilir. Bunun sebebi kötü huylu yumurtalık kisti alınırken patlatılmaması gerektiği içindir. Düzenli takip edilen ve doğru tedavi ile kontrol altına alınan yumurtalık kisti gebelik için de bir sorun teşkil etmez. Gebe adayında bulunan kist gebe kalmaya çoğunlukla engel değildir. Kısacası yumurtalık kistleri için büyük endişe duymak doğru değildir. Kistlerin kadın üreme sisteminin bir parçası olduğu unutulmamalıdır.

    "Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz."

    Yazar Hakkında

    Aydan BİRİ

    Prof. Dr. Aydan BİRİ

    tarafından 10.10.2020 tarihinde yazıldı.

    İletişim Formu

     
       
     
     

    Yazar Hakkında

    Aydan BİRİ

    Prof. Dr. Aydan BİRİ

    tarafından 10.10.2020 tarihinde yazıldı.