Endokrinoloji bölümü geniş bir alana sahiptir. Hastanemizin çocuk endokrinolojisi bölümünde tedavisi yapılan bazı hastalıklar vardır; obezite büyüme gerilikleri, boy kısalıkları, tiroit bezi hastalıkları, erken ergenlik, gecikmiş ergenlik, adet düzensizlikleri, D vitamini, kalsiyum eksikliğinden kaynaklanan bozukluklar, aşırı tüylenme, böbrek üstü bezi hastalıkları, cinsel gelişim bozuklukları, şeker hastalıkları, hipofiz bezi bu hastalıklar arasındadır.
Obezite
Obezite: Obezite geçmişte gıdalar ile gelişmiş ve günümüzde gelişmeye hızla devam eden tüm dünyayı ilgilendiren bir toplumsal sağlık sorunu olmuştur. Obezite, insan bedeninin yağ tabakaları ile kaplanması ve endekslerin üstünde yani boy ve kilo ortalaması üstüne aşırı çıkması durumudur. İnsanların anne karnından yaşamı boyunca gelişimi, sağlığı ve ömrü açısından beslenme önemli bir unsurdur. Yaşam içerisinde bireylerin beslenmesi ve enerji ihtiyaçları gerek hastalıklarına gerek sağlıklı olmaları adına gerekse fizyolojik özelliklerine ve yaşamına göre değişiklik gösterir. Kadınların vücutlarında % 25 civarı yağ bulunurken bu oran erkeklerde % 18 civarı'dır. Günlük hayatta yaşam tarzımız yakılan ve alınan enerji miktarları hareketsiz bir yaşam ile dengesiz olmaktadır. Dünya sağlık örgütünde obezite; sağlığı bozacak ölçüde vücutta yağ birikmesi şeklinde tanımlanmıştır.
Vücut kitle endeksi, vücut ölçülerine göre topluca yapılan bir endekstir. VKİ=VÜCUT AĞIRLIĞI(KG)2/ BOY (M)2 şeklinde hesaplanır. Örneğin; Vücut kilo endeksi 32 olan bir birey aşırı kilolu obezite çıkacaktır. Peki obezite çocukluktan erişkinliğe neden önemlidir? Çocukken obezite olan bireyin erişkinlik döneminde şeker hastası olma ihtimali yükselmektedir. Obezitenin en önemli sebeplerinden birisi hareketsiz kalmaktır. Dengesiz beslenme ve yeteri kadar egzersiz yapılmaması vücutta daha fazla yağ depolanmasına fazla kilolara sebep olur. Genetik faktörler bazen de tiroit bezinin yavaş çalışmasından dolayı yağ yakımı gerçekleşmez cushing sendromu obeziteye sebep olur. Çocukluk çağında obez olan bireyler erişkin olduğu zamanlarda kolon kanseri gibi çeşitli hastalıklara sahip olabilirler. Obezite; diyabet, metabolik sendrom, astım, uyku bozuklukları, yağlı karaciğer, kolesterol, yüksek tansiyon, kemik hastalıkları gibi sorunlara, ruhsal olarak ise; depresyon ve davranış bozukluklarına zemin hazırlar.
Obezite tanısı, vücut kitle endeksi 30'dan fazla olduğu durumda konulur fakat; spor hayatı olan insanların kas kütlesi fazladır ve bu yöntem belirleyici olmaz. Bunun kararına uzman hekimler yani çocuk endokrinolojisi bölümü karar verir ve sizleri ona göre bir diyetisyene yönlendirir.
Çocuklarda Büyüme Gerilikleri
Bir çocuğun kendi yaş grubu içinde uygun düzeyde büyüme gerçekleştirmemesi durumudur. Büyüme geriliğinin nedeni yetersiz veya yanlış beslenme olarak görülür. Tespit edilmesi için başvurulan yöntem öncelikle persentil hesaplama(Büyüme Takip Aracı) ile çocuğun gelişimi kontrol edilir. Çocuk endokrinolojisi bölümünde mutlaka uzman doktora başvurarak erken tanı ile tedavi şansına sahipsiniz. Boy kısalığı, büyüme geriliğinin gözlenmesinde ilk faktör kabul edilir. Yetersiz görüldüğü durumda araştırılması gerekir. Boy kısalıklarının gizli nedenleri arasında; böbrek hastalığı, crohn hastalığı ve BH eksiklikleri gösterilebilir. Bu durumlarda şüphe varsa gerekli incelemeler yapılmalıdır.
Tiroit bezi hastalıkları (Hipotiroidi-Hipertiroidi): Günümüzde dünya çapında tiroit bezi hastalıkları yaygın olarak görülmektedir. Büyüme, gelişim ve zeka konusunda oldukça önemli bir etkiye sahiptir.
Çocuklarda Erken Ergenlik
Kız çocuklarının 8 yaşından önce göğüsleri gelişir, genital bölge ve koltuk altı tüylenebilir; erkek çocuklarında ise 9 yaşından önce testislerin hacminin büyümesi gibi benzer ifadeler erken ergenliği tanımlar. Bu tür durumlarda çocuk endokrinolojisi bölümü kontrolü ile hormon tedavisi uygulanır. Genetik tarama yapılmalı, ailede yatkınlık araştırılmalıdır. Gebelikte sigara kullanımı, sağlıksız beslenme düzeni, yetersiz uyku bu duruma neden olabilmektedir.
Gecikmiş Ergenlik
Çocuklarda ergenlik kızlarda 13 yaşına kadar, erkeklerde ise 14 yaşına kadar görülmektedir. Psikolojik etmenler, çevre, travmalar ( anne - baba kaybı gibi ) ergenliğin gecikmesine sebep olabilir. Erkelerde kız çocuklarına oranla daha yaygın görülür. Gecikmiş ergenliğin en önemli sebeplerinden biri obezite hastalığıdır. Aşırı kilo kaybı, stres, ağır fiziki yaşam diğer etki eden faktörlerdir. Belirtileri;
- 14 yaş erkek çocuklarında testislerin büyümemesi,
- 13 yaşına basan kız çocuklarının ise meme gelişmesinin başlamaması, meme gelişimi başladıktan 5 yıl sonra adet görünmemesi ,
- Kız çocuklarının 16 yaşında adet döngüsünün başlamamasıdır.
Ergenlik gecikmesine sebep olan durumlarda eksik olan cinsiyet hormonu yerine konabilir. Böylelikle ikincil cinsiyet karakterleri oluşabilir. Üreme için ayrıca FSH LH içeren ilaçlar ile tedavi gerekmektedir.
Çocuklarda Adet Düzensizlikleri
İki adet arasındaki sürenin 21-35 gün arası olması normaldir. Sürenin kısalması, uzaması ya da adetin kesilmesi adet düzensizliği olarak tanımlanır.
- Oligomenore (seyrek adet görme); iki adet arası süre 35 günden fazladır.
- Polimenore (sık adet görme); ise iki adet arasındaki sürenin 21 günden az olmasıdır.
- Hiper menore; adetlerin fazla ve pıhtılı olmasıdır.
-Amenore (adet görmeme); primer (birincil) ve sekonder (ikincil) ikiye ayrılır. Primer, 15 yaşına kadar adetin başlamaması. Sekonder ise 6 aydan uzun süre adetin kesilmesidir.
Kanama çeşitleri ise şöyledir; menoraji, düzenli fakat uzun süren adet kanamalarıdır. Metroraji, düzensiz ve sık olan adet kanamalarıdır. Adet düzensizliğine sebep olan başlıca şeyler; fizyolojik nedenler, hormonsal nedenler, diyabet hastalıkları, hamilelik, yumurtalık kisti, rahim ve rahim ağzı sorunları gibi nedenlerdir.
Çocuklarda Polikistik Over Sendromu
Kadınlarda en sık görülen hormon bozukluklardır. Adet görememe ya da uzun aralıklı adet görme şeklinde belirti gösterir. Polikistik over sendromu yumurtalıkların androjenleri fazla salgılaması ile oluşur. Polikistik over sendromunun belirtileri ise şöyledir; aşırı kilo alımı, saç dökülmeleri, tüylenme, sivilce ve baş ağrısı gibi belirtilerle ortaya çıkar.
Çocuk Endokrinolojisinin İlgilendiği Diğer Hastalıklar
D vitamini, fosfor ve kalsiyum ile ilgili bozukluklar: Su ve mineral dengesizliğine bağlı gelişen bozukluklar, genel olarak endokrin hastalıklarının habercisidir. Endokrin bezlerden salgılanan hormonların yetersizliği veya fazlalığı, tümörler, hormon seviyelerinin değişmesi ile vücutta sorunlara yol açar. Bunlardan biri D vitamini yetersizliği, buna bağlı olarak kalsiyum metabolizmasının bozulmasıdır. Kalsiyum ve fosfor dengesinin sağlanmasında D vitamini etkindir.
Aşırı tüylenme : Ergenlik döneminde tüylenme olması normaldir. Aşırı tüylenme genelde hormon bozukluklarına bağlanır. Çocuk endokrinolojisi uzmanları tarafından değerlendirilmesi ve hormonlar ile tedavisi incelenmelidir. Tıraş etmek, yeni kıl oluşumunu arttırmaz. Tedavi süresi ortalama 2–3 yıldır. Aşırı tüylenme bazen şişmanlık ile ergenlik dönemi ve genç kızlarda da polikistik over sendromu gibi bir hastalıkla birlikte gözlenebilir.
Böbrek üstü bezi hastalıkları: Vücudumuzda çok sayıda hormonun üretilmesinden sorumlu olan organdır ve böbrek üstü bezine bağlı gelişen hastalıklar böbrek üstü bezi hastalıkları olarak isimlendirilir. Böbrek üstü bezi hastalıklarında belirti, hastalıklara göre değişmektedir. Addison hastalığı; vücudun ihtiyacı olan bazı hormonların böbrek üstü bezlerinin üretilememesi hastalığıdır. Adrenal kitle olarak adlandırılan böbrek üstü bezi tümörlere Adenoma adı verilir. İlaç tedavisi yanında kesin çözüm çocuk endokrinolojisi bölümü tarafından cerrahi müdahale olabilmektedir.
Cinsel gelişim bozukluğu: Cinsel organların normal erkek ve kadın cinsel organ yapısından farklı olmasıdır. Gelişim bozukluğunun kız ve erkeklerde birçok nedeni vardır. En sık görülen akraba evliliklerine bağlı genetik hastalıklardır. Kromozom bozuklukları (örneğin ; 46,XX/46,XY, 47,XXY şeklinde olması durumu ), yumurtaların (over veya testis) gelişiminde rol alan genlerde bozukluk, testesteron üretiminde aksama, hormon direnci, Endokrin bozucular ve gebelikte ilaç kullanımı en sık rastlanan nedenlerdir. Cinsiyet gelişim bozukluğunun, doğumdan sonra ya da cinsel kimliğin oluştuğu 2 yaşından önce tespit edilmesi önemlidir.
Şeker hastalıkları: Kandaki şekerin yüksekliği ile birlikte oluşan kronik metabolizma hastalığı olarak isimlendirilir. Pankreas, kan şekerini düzenleyen hormonları salgılamaktadır. Bu hormondan biri de insülindir. Şeker kanda birikir ve normalinden fazla olur ise hücrelere zarar verir ve zehir etkisi gösterir. Bazı belirtileri vardır; Fazla su içmek veya isteği, fazla yeme isteği, cilt tipinde kuruluk, çabuk yorulma, yaraların geç iyileşmesi, bulanık görme, sık idrara çıkma ve geceleri ter ve sık sık uyanmalar şeklindedir. Şeker hastalığı kalıtsal olabildiği gibi çevresel faktörlere bağlı olarak da oluşur. Fakat ailenizde şeker hastalığı genetik ise sizin de yakalanma oranınız daha fazladır. Tanısı koyulduktan sonra uzman doktorunuz ile insülin gibi tedavilere başlanır. Şeker hastalığı tedavisine başlanmaz ise ciddi hastalıklara yol açabilir; kalp krizi, felç riski, kangren riski artabilir, kalp ve böbrek hastalıkları, görme bozuklukları görülebilir.
Hipofiz bezi hastalıkları: Beynin alt kısmında farklı hormonlar salgılayan bir endokrin bezidir. Hipofiz bezinden çeşitli hormonlar salgılanır; adrenokortikotropik hormon, tiroit uyarıcı hormon, gonadotropin hormonlar, prolaktin, büyüme hormonu - growth hormon, antidiüretik hormon, oksitosin gibi hormonlar salgılanır, hepsinin görevleri farklıdır. Hipofiz bezlerinin eksik olması yetmezlik olarak tanımlanmaktadır. Hipofiz bezi hastalıkları; hipofiz yetmezliği, hipofiz tümörleri, akromegali, cushin ghastalığı, prolaktinoma, nadir hipofiz tümörleri olarak örneklendirilebilir. Yeterli hormon salınımı yok ise bozukluğun boyutuna ve üretilemeyen hormonların türüne göre farklı çocuk endokrinolojisi tedavileri uygulanır.
Çocuk Endokrinolojisinin Önemi
Çocuk endokrinolojisi; yeni doğan döneminden başlayıp 18 yaşına kadar olan bebek, çocuk ve ergenlerle ilgilenmektedir. Endokrin bölümünde uzman doktorlarımız çeşitli testler uygulayarak tanı belirler ve buna göre tedavi sistemi belirlenir. Çocuk endokrinolojisi, bazı tanı ve tedavi yöntemleri;
- Hormonal uyarı ve baskılama testleri
- Vücut yağ analizi
- Kemik yoğunluğu analizi
- Hipotiroidi taraması
- Büyüme hormonu uyarı testleri
- Erken ergenlikle ilgili testler
- Kemik yaşı tayini
Şeklinde testler ile tanı konularak gerekli tedaviler uygulanır. Yeni doğan dönemi, organizmanın endokrin bozuculara karşı savunmasız olduğu en temel bölümlerindendir. Endokrin bozucu faktörlerin üreme üzerinde olumsuz etkilere sahip olduğu bilinmektedir. Endokrin bozucu kimyasallar östrojen ve androjen reseptörleri ile etkiye girip, endojen hormonları agonist olarak etki gösterebilmektedir. Yaklaşık 10 yıldır, reprodüktif organ anomalileri, testiküler kanser, erkek doğum oranında azalma ve semen kalitesi gibi birçok konuda çeşitli analizler yapılıp. Anne karnında gebelikten hatta genetik faktörlere kadar semptomlar incelenip çeşitli tedaviler geliştirilmektedir.
Çocuklar büyüme ve gelişim çağında oldukları için; fizyolojik ve psikolojik farklı özelliklere sahiptir. Çocuklarda erken dönemlerde görülebilecek endokrinolojik sorunlar erken tedavi edilmezlerse daha sonraki aşamalarda olumsuzluklara neden olabilir. Çocukların endokrin problemleri mutlaka bir çocuk endokrinolojisi uzmanı tarafından takip edilerek tedavisi gerçekleştirilmelidir.
Toplum sağlığı açısından günümüzde aile ve çevre hakkında yeterli bilgiler ışığında erken dönemde gelişim bozukları izlenip çeşitli saptamalar ile erken tedavi edilebilir. Son yıllardaki çocuk hastalıklarındaki artıştan dolayı erken tanı önem kazanmıştır. Erken tanı ile birlikte sağlıklı nesiller yetişmeye başlayacaktır.
Çocuk Endokrinolojisi, çocuk ve ergenlerde hormonlara bağlı ortaya çıkan hastalıklarla ilgilenen bilim dalıdır. Koru Hastanesi Çocuk Endokrinoloji Bölümünde yenidoğan döneminden 18 yaşına kadar olan çocuklardaki hormonlara bağlı tüm bozukluklarının (Boy kısalıkları, erken ve geç ergenlik, adet düzensizlikleri, diyabet, hipoglisemi (kan şekeri düşüklüğü), obezite, aşırı kıllanma, tiroid hastalıkları, kalsiyum ve kemik metabolizma bozuklukları, böbrek üstü bezi, hipofiz bezi hastalıkları) tanı, tedavi ve izlemi yapılmaktadır.
Çocuklar, erişkinlerden farklı olarak devamlı büyüme ve gelişme içerisinde olduklarından herhangi bir hormonun eksik ya da fazla salgılanması hayatı tehdit eden durumlara neden olabileceği gibi geriye dönüşü mümkün olmayan zeka gerilikleri, büyüme ve gelişme gerilikleri, cinsiyet belirsizlikleri ve şekil bozukluklarına da neden olabilir. Hormonların salgılanmasıyla ilgili bozukluklar doğuştan olabileceği gibi sonradan da ortaya çıkabilmektedir. Modernleşme adına benimsediğimiz hızlı toplumsal değişim, batı tipi beslenme alışkanlıkları ve çeşitli çevresel faktörler hormonların salgılanmasını ve etkisini değiştirmesiyle çocuk endokrinolojinin ilgi alanına giren birçok hastalıkta son yıllarda ciddi artışlar görülmektedir.
Bağımlılık yapan yiyecek ve içeceklerin (çikolata, cips, kola ve benzeri ürünler) fazla miktarda tüketilmesi ve hareketsizlik, çocukluk yaş grubunda obezitenin ve tip 2 diyabetin artmasına sebep olmuştur. Dünya Sağlık Örgütü, tüm dünyada gözlenen obezitedeki bu artışı “obezite salgını” olarak tanımlamaktadır. Diğer taraftan hormonlu yiyecekler, hazır gıdalar, oyuncaklar, şampuan, temizlik maddesi, ambalaj, ilaçlar, giyeceklerdeki boyalar, hava kirliliği ve günlük yaşamda kullanılan pek çok maddede bulunan kimyasal maddeler ve katkı maddeleri vücudumuzda hormon gibi davranarak endokrin sistemi etkilediği için bu maddeler “endokrin bozucular” olarak adlandırılmaktadır. Endokrin bozucular, elektrofrekans sinyallerini bozan ”jammer” gibi davranarak endokrin sistemin tüm sinyalizasyon sistemini bozarak hormonların etkilerini altüst ederler. Buna bağlı olarak büyüme geriliği, obezite, diyabet, bilişsel fonksiyonlarda bozulma, hiperaktivite ve daha birçok endokrinolojik bozukluklar ortaya çıkar. Maruz kalınan kimyasallara bağlı olarak ergenliğin başlangıcı özellikle kız çocuklarında son yıllarda çok erken yaşlara kaymaya başlamıştır.