Prostat Kanseri Nedir? Tedavi Yöntemleri
Üroloji

Prostat Kanseri Nedir? Tedavi Yöntemleri

Prostat kanseri, erkeklerin prostat bezinde oluşan bir kanser çeşididir. Prostat, idrar kesesinin altında bulunan ve üreme sistemi ile ilgili önemli bir rol oynayan bir bezdir. Bu kanser, prostat bezinin hücrelerinin kontrolsüz büyümesi ve çoğalması sonucu ortaya çıkar ve en sık görülen kanser türlerinden biridir. Genellikle yavaş ilerler, ancak bazı durumlarda daha hızlı yayılabilir.

    Prostat Kanseri Nedir?

    Prostat kanseri, prostat bezindeki hücrelerin genetik mutasyonlar sonucu normalden farklı bir şekilde büyümesi ve çoğalmasıyla başlar. Bu mutasyonlar, hücrelerin normal düzenini bozarak, kontrolsüz büyümesine yol açar. Özellikle 50 yaş üstü erkeklerde çok sık görüldüğü bilinen bu kanser türü, kansere bağlı ölümlerde ikinci sırada yer almaktadır. 

    Bu hastalık erken zamanlarında hiç belirti göstermeyebilir. Ancak, tedavi edilmediği sürece zaman içerisinde büyüyüp idrar kanalına baskı yapacak hale gelmektedir. Bunun sonucunda hastalarda idrar yapma esnasında bazı şikayetler ortaya çıkmaktadır.

    Prostat Kanseri Nedenleri Nelerdir?

    Prostat kanserinin nedenleri arasında en önemli etkenlerden biri kişinin yaşı ve ailesindeki kanser öyküsüdür. Yapılan araştırmalara göre hastaların yaklaşık olarak yüzde 15’inde aile üyelerinde daha önceden kanser öyküsünün bulunduğu ortaya çıkmıştır.

    Kanserin oluşmasına bazı gen grupları sebep olmaktadır. Bunların yanında, sigara kullanımı ve obezite de riski oldukça arttırmaktadır.

    Kanserin görülme sıklığı yaşla birlikte artmaktadır. Öyle ki, 70 yaş ve üzerindeki erkeklerin yarısında, 90 yaş ve üzerindekilerde ise tümünde mikroskobik olacak düzeyde prostat kanseri belirlenmektedir.

    Bu hastalığa 50 yaşından küçük erkeklerde sık rastlanmamaktadır. Bu sebeple, hastalığın erken teşhisinin yapılması için 50 yaş ve üzerindeki erkeklere PSA taramasının yapılması önerilmektedir.

    Prostat Kanseri Belirtileri

    Prostat kanserinin belirtileri, diğer pek çok kanser türünde olduğu gibi ilerleyen süreçlerde kendini gösterir ve erken dönemde belirti vermez. Genellikle prostat bezinin dış kısımlarına yakın başladığı için BPH da görülen şikayetlere benzer durumlar (idrar kanalının tıkanması nedeni ile oluşan) görülür. Ancak, hastalığın ilerleyen aşamalarında ortaya çıkmaya başlayan belirtiler genellikle şöyledir:

    • İdrar yapamamak
    • • İdrar yaparken zorlanmak ve yanma hissetmek
    • • Mesanenin boşaldığını hissedememek
    • • Geceleri sık sık idrara kalkmak için uyanmak
    • • İdrarda ya da menide kan olması
    • • İdrar akışında azalma
    • • Otururken rahatsız olmak ya da ağrı hissetmek.
    • • Ağrılı boşalma durumu
    • • Erekte olmada zorlanma
    • • Halsizlik
    • İleri evrelerde ise metastaza bağlı olarak:
    • • Kemik ağrıları ve kırıklar görülmektedir.
    • • Bağırsak fonksiyonlarında bozukluk
    • • Sebepsiz kilo kaybı
    • • Ayaklarda ya da bacaklarda oluşan ödem ve ağrı

    Prostat Kanseri Tanısı Nasıl Konulur?

    Ailesinde kanser hikayesi bulunan kişilerin, daha yüksek risk altında olduklarından dolayı, erken yaşlarda yakalanmamaları için tarama testleri, doktorlar tarafından tavsiye edilmektedir. Tarama amacıyla en yaygın kullanılan yöntemler parmakla yapılan rektal muayene ve kan testi ile birlikte PSA adı verilen ölçümlerdir. Ancak kesin tanı için biyopsi gerekmektedir.

    1. PSA Testi: PSA (Prostat Spesifik Antijen) testi, kanın içinde bulunan ve prostat bezinin salgıladığı bir protein olan PSA düzeylerini ölçer. Yüksek PSA düzeyleri, prostat kanseri veya başka prostat sorunlarının bir belirtisi olabilir. Ancak PSA testi kesin bir prostat kanseri tanısı koymaz, sadece bir risk göstergesi olarak kullanılır.
    2. Parmakla Rektal Muayene: Bu muayene sırasında, doktor eldiven giyerek parmağını rektum (makat) içine sokar ve prostat bezini elle hisseder. Muayene sırasında prostatın boyutu, şekli ve sertliği değerlendirilir.
    3. Multiparametrik MR: Prostat kanserinden şüphelenilen kişilerde tanıyı desteklemek adına yapılan bir görüntüleme yöntemidir. Kanserli olan dokular ve hücrelerin yoğunluklarındaki kanlanma ve artış gibi özellikleri, sağlıklı hücrelerden ya da dokulardan farklıdır. Bu sayede multiparametrik MR görüntülenmelerinde ayırt edip tanı koyulabilmektedir.
    4. Mikro Ultrason Füzyon Biyopsi: Mikro ultrason füzyon biyopsi sistemi, çok kısa zamanda ve tek seferde, prostatın yüksek çözünürlüklü ultrasonografik görüntüsünü sunarak şüpheli bölgenin kolaylıkla ve doğru bir şekilde teşhis edilmesini sağlar. Teşhis edilen şüpheli bölgeler direk hedef alınarak biyopsi işlemi aynı anda eş zamanlı olarak gerçekleştirilir.

    Gleason Skoru Nedir?

    Gleason skoru, prostat kanseri dokusunun mikroskop altında incelenmesi sonucunda belirlenen bir derecelendirme sistemidir. Kanserli hücre biyopsisi veya cerrahi örneklerde kullanılır ve kanserin agresifliğini değerlendirmeye yardımcı olur.

    Gleason skoru, patologlar tarafından belirlenen iki ayrı patolojik örnek bölgesinin derecelendirilmesi sonucunda elde edilir.

    Her bir bölgeye bir skor atanır ve bu skorlar toplam Gleason skorunu oluşturur. Genellikle 3 ila 5 arasında değerler alır ve düşük skorlar daha az agresif kanseri, yüksek skorlar ise daha agresif kanseri temsil eder.

    Örneğin, birinci patolojik örneğe verilen Gleason skoru 3 ve ikinci patolojik örneğe verilen Gleason skoru 4 ise, toplam Gleason skoru 7 olur. Bu skorlar, doktorların kanserin agresifliğini ve tedavi seçeneklerini değerlendirmelerine yardımcı olur.

    Kanser Evrelerinde Kullanılan TNM Sistemi Nedir?

    Kanser evreleri, hastalığın yayılma derecesini ve tedavi seçeneklerini belirlemek için kullanılan bir sınıflandırma sistemidir. Genellikle TNM sistemi kullanılarak evrelendirilir. TNM sistemi üç ana bileşenden oluşur:

    T (Tumor) Evresi: Tümörün büyüklüğünü ve prostat dışına yayılıp yayılmadığını belirler.

    • TX: Tümörün büyüklüğü veya yayılması hakkında yeterli bilgi yok.
    • T0: Tümör saptanmamış.
    • T1: Tümör prostatın içinde, büyüklüğü klinik olarak saptanamaz.
    • T2: Tümör prostatın içinde, büyüklüğü saptanabilir.
    • T3: Tümör prostatın dışına yerleşmiş.
    • T4: Tümör çevre dokulara yayılmış.

    N (Node) Evresi: Lenf düğümlerine olan yayılımı belirler.

    • NX: Lenf düğümlerine yayılma hakkında yeterli bilgi yok.
    • N0: Lenf düğümlerine yayılma yok.
    • N1: İleri evre kanserlerde lenf düğümlerine yayılma var.

    M (Metastasis) Evresi: Kanserin vücudun diğer bölgelerine yayılıp yayılmadığını belirler.

    • MX: Uzak metastaz hakkında yeterli bilgi yok.
    • M0: Uzak metastaz yok.
    • M1: Uzak organlara metastaz var.

    Bu üç bileşen bir araya getirilerek hastalığın evresi belirlenir. Örneğin, "T3N1M0" prostat kanserinin prostat dışına (T3) ve lenf düğümlerine (N1) yayıldığını, ancak uzak metastazın olmadığını (M0) gösterir.

    Prostat Kanseri Evreleri

    Prostat kanseri evreleri 1 ila 4 arasında sıralanır, daha yüksek sayılar hastalığın daha ileri evrelerini temsil eder. Evreleme sonucunda hastalığın tedavi yöntemleri ve prognozu belirlenir.

    1. Evre

    Bu evrede tümör yalnızca prostat içerisinde yer almaktadır. Tümör, rektal muayene ile hissedilememektedir. Çünkü boyutu oldukça küçüktür. Lenf nodlarına yayılımı ya da vücudun farklı alanlarına yayılımı mevcut değildir. Derecesi de oldukça düşüktür.

    2. Evre

    İkinci evrede tümör, prostat organının içerisine doğru ilerlemiştir. Fakat çevresindeki dokulara yayılmamıştır. Tümör bu evrede rektal muayene veya MR görüntüleme yöntemleri ile tespit edilmektedir. Lenf nodlarına yayılma ya da vücudun diğer alanlarına yayılım mevcut değildir.

    3. Evre

    Üçüncü evrede tümör prostat organının ötesine yani sperm kesesi gibi dokulara yayılımı görülmektedir. Lenf nodlarına yayılma ya da vücudun diğer bölgelerine yayılımı yoktur.

    4. Evre

    Dördüncü evrede ise kanser prostatın çevresindeki diğer dokulara da yayılmıştır. Bu evrede genel olarak kemiklere, lenf nodlarına, akciğerlere ya da karaciğere metastaz yapabilmektedir. Prostat kanserinin derecesini belirlemek, ideal tedavinin uygulanabilmesi ve kanser hastalığının halini takip etmek açısından oldukça önemlidir.

    Prostat Kanseri Nasıl Tedavi Edilir?

    Prostat kanseri tedavisi, kişiye teşhis konulduktan sonra, kanserin hangi evrede olduğu, yayılma durumu, yayıldığı bölgeler, kişinin genel sağlık durumu, yaşı, önceki ya da kronik hastalıkları göz önüne alınarak, kişiye özel olarak planlanır.

    Radikal Prostatektomi

    Radikal prostektomi, prostat kanseri vakalarında tüm dünyada kabul edilen ilk tedavi yöntemidir. Bu operasyonda prostat bezi ve mesanenin alt arka tarafında bulunan sperm keseleri alınarak, idrar torbası ve idrar kanalı tekrar birbirine dikilir.

    Robotik Radikal Prostatektomi

    Robotik cerrahi, en kısa tanımı ile açık ameliyat ve laparoskopik cerrahi metodlarının yanı sıra, başarılı bir şekilde uygulanabilen cerrahi yöntemdir. Robot yardımlı laparoskopik cerrahi olarak da tanımlanabilir.

    Robotik cerrahi, diğer yöntemlere göre daha az kan kaybı ve ağrı sunarken, aynı zamanda hızlı iyileşme ve işe dönüş avantajları sağlamaktadır. Ayrıca, estetik olarak daha az kesi olması hasta için en önemli farklılığıdır.

    Radyoterapi

    Radyoterapi, yüksek enerjili radyasyon kullanılarak kanser hücrelerinin öldürülmesi veya kontrol altına alınması amacıyla kullanılan bir tıbbi tedavi yöntemidir. 

    Radyoterapi, kanser hücrelerinin DNA'sına hasar vererek çoğalma yeteneklerini bozar ve ölümlerine neden olur. Bu şekilde, tümör büyümesi engellenir veya tümör boyutu küçültülür.

    Özellikle birinci ve ikinci düzeydeki vakalarda bu yöntem ile yüksek başarı elde edilebilir. Radyoterapi ile erken evre kanser tedavisinde sağ kalım oranları 5 yıllık süreçte %95’ler düzeyindedir.

    Kemo-Hormono Terapi

    Prostat kanserinin ilerledikçe metastaz yaparak prostat beziyle sınırlı kalmayıp komşu doku ve organlara yayabilir. Hastalığın ileri evrelerinde cerrahi müdahaleler yetersiz kaldığından dolayı bu tip ilaç tedavileri tercih edilebilmektedir.

    Hastanın tedaviye cevap vermemesi ya da hastalığın direnç kazandığı durumlarda kemoterapiye başlanır. Bu şekilde kanseri ileri seviyede olan hastaların yaşam sürelerinin uzatıldığı bilimsel çalışmalar ile açıklığa kavuşmuştur.

    Fokal Terapi

    Fokal terapi, kanser tedavisinde tüm tümör bölgesini değil, sadece tümörün belirli bir bölgesini hedefleyen bir tedavi yaklaşımıdır. Bu yöntem, kanser hücrelerini ve tümörü kontrollü bir şekilde hedef alarak çevre sağlıklı dokulara daha az zarar verme amacını taşır.

    Çeşitli kanser türlerinde kullanılabilen tedavi, özellikle prostat kanseri tedavisinde dikkat çeker. Tedavinin 5 yıllık kazandırdığı sonuçlar içinde %75 ilâ %90 arasında onkolojik başarısı bulunmaktadır. Sadece düşük-orta riskli kanser hastalarına uygulanan tedavide çeşitli yöntemler kullanılır:

    • • HIFU (Yüksek Yoğunluklu Odaklanmış Ultrason): Ses dalgalarını kullanarak kanserli dokuyu ısıtarak tahrip eden bir yöntemdir.
    • • Kriyoablasyon: Düşük sıcaklıkta kanser hücrelerini donduran bir yöntemdir.
    • • Lazer Ablasyonu: Lazer enerjisi kullanarak kanser hücrelerini tahrip eden bir yöntemdir.
    • • Mikrodalga Ablasyon: Mikrodalga enerjisi kullanarak kanserli dokuyu ısıtarak tahrip eden bir yöntemdir.

    Prostat Kanseri Yaşayan Erkeklerde Oluşabilecek Psikolojik Zorluklar

    Prostat kanseri, erkeklerin fiziksel sağlığını etkilediği kadar, ruhsal sağlığını da etkileyen bir durumdur. Teşhis konulan bireylerde; stres, kaygı, depresyon gibi psikolojik sorunlara sebep olur.

    Tedavi sürecinin yan etkilerinden olan cinsel işlev bozukluğu, idrar kaçırma ya da idrar yapmada zorlanma gibi etkiler kişinin özgüvenini kırabilirken, hastalığın olası sonuçları kişide ölüm korkusu oluşturabilir.

    Bu durumlar altında, kanser tedavisi başarıyla tamamlandıktan sonra dahi tekrar etmesi endişesiyle karşılaşılabilir.

    Ancak, tedavi sürecinde ve sonrasında psikolojik destek almak hem psikolojik sağlığınız hem de tedavinizin ilerleyişi için önemlidir.

    Prostat Kanseriyle İlgili Sık Sorulan Sorular

    Prostat kanseriyle ilgili sık sorulan sorular ve cevaplarını aşağıda bulabilirsiniz.

    Prostat Kanseri Tehlikeli Mi?

    Prostat kanseri, yaklaşık her 14 dakikada bir erkek hastanın ölümüne sebep olan tehlikeli bir kanser türüdür.

    PSA Değeri Kaç Olursa Tehlikeli?

    İdeal değerler yaşa göre değişmekle beraber, PSA değeri 3,1 - 4 ng/ml arasında olan hastaların %26,9'sında prostat kanserine rastlanmaktadır.

    Prostat Kanserinin Ameliyatsız Tedavisi Mümkün Müdür?

    Günümüzde prostat kanseri için, ameliyat olmadan yapılan tedaviler mevcuttur. Ameliyatsız tedavi için, fokal terapi, hormonoterapi ve radyoterapi gibi yöntemler kullanılabilmektedir. Ancak bütün bu tedavi yöntemlerinde ana unsur hastanın sağlık durumudur.  Uygun yöntem hastaya göre belirlenir.

    İyi Huylu ve Kötü Huylu Büyümenin Teşhisi ve Tedavisi Aynı Mıdır?

    İyi huylu ve kötü huylu büyümenin teşhis süreçleri ve takipleri farklı şekiller olur. Dolayısıyla tedavi süreçleri de farklıdır. Ancak her iki durumun da belirtileri benzerdir.

    İdrara sık çıkma, idrar yaparken zorlanma ve gece idrara çıkma gibi belirtiler, prostat büyümesinin her iki türünde de görülür.

    İyi huylu büyüme bulguları ile hastaneye başvuran hasta öncelikle dikkatli bir şekilde değerlendirilmelidir ve büyümenin ne şekilde olduğu ortaya konmalıdır. Büyümenin iyi huylu ya da kötü huylu olduğunun ayrımı biyopsi sonucuna göre yapılır.

    Prostat Kanseri İlk Nereye Metastaz Yapar?

    Prostat kanseri, özellikle ilerleyen evrelerde, çevre dokulara ve diğer vücut bölgelerine yayılabilir. Bu yayılma sürecine metastaz denir. 
    Lenf Bezleri, kemikler, bağırsaklar, akciğerler, karaciğer gibi farklı organlara ve bölgelere yayılabilir. 

    Prostat Kanserinde Radyoterapinin Yan Etkileri Nelerdir?

    Radyoterapinin yan etkileri tedaviye başlar başlamaz ortaya çıkmaz. Onun yerine tedavi süresince ve ilerleyen zamanlarda, alınan doz miktarı arttıkça gerçekleşmektedir.

    Genel olarak yan etkilerden bazıları ise ciltte rahatsızlık ve vücutta meydana gelen yorgunluk hissidir. Prostat kanserinde kullanılan ışın tedavisi, sertleşme bozukluğuna ve idrar tutamamaya sebep olabilmektedir. 

    Bunun dışında da idrarda kan görülmesi ve sık idrara çıkma gibi durumlar da olası yan etkilerdendir.

    "Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz."

    Yazar Hakkında

    Hasan BİRİ

    Prof. Dr. Hasan BİRİ

    tarafından 20.01.2021 tarihinde yazıldı.

    İletişim Formu

     
       
     
     

    Yazar Hakkında

    Hasan BİRİ

    Prof. Dr. Hasan BİRİ

    tarafından 20.01.2021 tarihinde yazıldı.