Tip 2 Diyabetin Tedavisinde Cerrahi Seçeneği
Genel Cerrahi

Tip 2 Diyabetin Tedavisinde Cerrahi Seçeneği

    Tip 2 Diyabetin tedavisinde cerrahi seçeneği nedir ve nasıl olur? Bu soruyu cevaplamadan önce diyabet ve tip 2 diyabeti kısaca tanımlayalım.

    Diyabet Nedir?

    Diyabet, özetle vücutta yeterli kadar insülin üretilmemesi ya da üretilen insülinin etkili kullanılamamasıdır. Tip 1 ve tip 2 diyabet olarak ayılır.

    Tip 2 Diyabet Nedir?

    Aşırı kilo ve insülin direnç düzeyine bağlı ilerleyen yaşlarda başlayan diyabettir.

    • Ailesinde diyabet hastası olanlar
    • Fazla kilolu kişiler
    • Fazla stresli ortamda yaşayan kişiler
    • 4- 4,5 kilogram üzeri bebek dünyaya getiren kadınlar diyabet hastası olma riski yüksek kişilerdir.

    Tip 2 Diyabetin Tedavisi

    Tedavinin ilk aşaması yeme düzeni yani beslenme alışkanlıklarının değiştirilmesidir. Stresli ortamdan uzak, düzenli egzersizlerin yapıldığı yaşam tarzına geçilmesi tavsiye edilir. Bunlara uyulmuyorsa ya da uyulduğu halde kan şekerinde düşme gözlenmiyorsa tedavi planı değişir. Şeker düşürücü ilaç (hap) kullanımına başlanır. Diyabet hastalarında kan şekeri düzeyini sabit tutmak çok önemlidir. Bu yüzden ilaç kullanan hastaların haftada en az 2 kez kan şekeri ölçtürmeleri istenir.

    İnsülin Tedavisi Hangi Hastalara Uygulanır?

    Beslenme alışkanlıklarını değiştiremeyen, egzersiz yapmayan ve ilaca rağmen kan şekeri düşmeyen kişilere insülin tedavisi uygulanır. Bunların dışında;

    • Cerrahi tedavi olacak hastalara
    • Cerrahi tedavi uygulanan hastalara
    • Gebelik döneminde diyabet teşhisi konulan kadınlara
    • Ciddi bir iltihap yaşayan ve buna bağlı hastalıkları bulunan hastalara insülin tedavisi uygulanır.

    Tip 2 Diyabetin Tedavisinde Cerrahi Seçeneği

    Beslenme alışkanlığının değiştirilmesi, egzersizler ve kullanılan ilaçların iyileşmeye etkisi olmayan hastalara cerrahi tedavi uygulanır.

    Metabolik Cerrahi

    Tip 2 diyabetin tedavisinde cerrahi seçenek ya da halk arasında kullanılan şekliyle şeker hastalığı ameliyatı olarak tanımlanabilir. Metabolik cerrahi her diyabet hastasına uygulanamadığı gibi tip 1 diyabette etkisizdir. Diyabet hastalarının büyük çoğunluğunu oluşturan tip 2 diyabet hastaları metabolik cerrahiye en uygun hastalardır.  Ancak tip 2 diyabet hastası da olsa 10 yıldan fazla süredir diyabet hastası olan kişilerde pankreastaki insülin düzeyine bakılmalıdır. Bunun için kandaki C- peptit madde düzeyi tahlil edilir. Metabolik cerrahide hastanın vücut kitle indeksi çok önemlidir. Hastaların vücut kitle indeksi 35 ve üstü olmalıdır. Aynı zamanda vücut kitle indeksi 30 ve üzeri olup ilaç tedavisinin etkisiz kaldığı hastalara uygulanabilmektedir.

    Uygulama Nasıl Olur?

    Bu uygulama uzun süredir fazla kilolu olan şeker hastalarına uygulanan bir mide küçültme ameliyatıdır. Bu uygulamada midenin bir kısmı ameliyatla alınır. Obez ve diyabet hastası kişilerin tüp mide ameliyatı sonrasında tamamen iyileştikleri gözlemlenmiştir. Bu sonucun ardından yapılan araştırmalarla ince bağırsağın bitiş kısmında gıda geçişinin arttığı tespit edilmiştir. Bu geçişin artmasıyla beraber L- hücrelerinden salgılanan GLP-1 hormonunun da arttığı görülmüştür. Bu etkiler sayesinde insülin üretiminin yükselip vücudun gereksinim duyduğu insülinin karşılandığı tespit edilmiştir. Vücut ihtiyaç duyduğu insülini karşıladığı için dışarıdan insülin alma gereksinimi kalmamaktadır. Tip 2 diyabetin tedavisinde cerrahi seçeneği uygulanan hastaların ilaç kullanmalarına gerek kalmamıştır. Diyabete bağlı organ kayıplarında da azalma olmuştur.

    Tüp mide ameliyatı olan hastalarda ameliyat sonrasında;

    • Hızlı kilo kaybı,
    • Dışarıdan takviye insülin almadan hayatlarına devam edebilme,
    • Yüksek tansiyon, reflü ve uykuda solunum problemlerinin yüksek oranda ortadan kalktığı,
    • Kolesterolün normal seviyelere sabitlendiği görülmektedir.

    Transit Bipartisyon

    Transit Bipartisyon ameliyatı mide küçültme ameliyatına ilave olarak yapılan uygulamadır. Bu uygulamada mide küçültme ameliyatı sonrası ince bağırsak ile mide arasında bağlantı oluşturulur. Vücuda alınan besinler bu uygulama sonrası oluşan noktadan geçer ve ince bağırsakta emilimi gerçekleşir.

    Transit Bipartisyon ameliyatı aynı zamanda tip 2 diyabetin tedavisinde cerrahi seçeneği olan diğer uygulamadır. Transit Bipartisyon ameliyatı aşırı kilolu olmayan tip 2 diyabet hastalarına uygulanan cerrahi tedavidir. Bu ameliyatın amacı ince bağırsaktaki emilimi azaltıp besin tüketimini kısıtlamaktır. Emilim son derece hassas azaltıldığından sindirim sistemine yan etkisi çok azdır. Bu metabolik cerrahi midenin kapladığı yerin küçültülmesiyle başlar. Çoğunlukla midenin %70’ i etkisizleştirilir. Bu işlem hastanın aşırı kilosu olmasa da kan şekerini dengelemek amacıyla yapılır. Midenin küçültüldüğü kısmı vücutta iştah arttıran hormonun salgılandığı kısımdır. Küçültülme sonrası kalan mide kesi yerlerinden zımbalanıp kapatılır bu şekilde kaçak olması önlenir. Bağırsaklar belirli 2 ayrı noktadan kesilerek ikiye ayrılır. Alt bağırsağın üst kısmı midenin alt kısmından ikinci bir kısımdan bağlanır. Mideden kesilen bağırsak parçası ise bağırsağın alt kısmına birleştirilir. Bu şekilde anüse ilerledikçe birleşen fakat yukarıya doğru birbirine çok uzak iki ayrı bağırsak yolu meydana gelir. Tip 2 diyabetin tedavisinde cerrahi seçeneği olan bu ameliyatla;

    • Gıda tüketimi yaklaşık olarak %50- 80 oranında azalmış olur.
    • Vücuda alınan besinlerin yarısından fazlası yeni oluşturulan bağırsak yolundan, %40’a yakını da eski bağırsak yolundan ilerler. Besinlerin iki farklı yoldan gitmesi hem sindirimi hızlandırır hem de kan şekerini düşürür. Alt bağırsaktan hızlıca besin geçişi olması bu kısımda insülin salgılandığından vücuttaki insülin hormonu seviyesini yükseltir.

    Transit Bipartisyon ameliyatının hedefi bağırsakların boyunu ve akış düzenini değiştirerek diyabeti tamamen ortadan kaldırmaktır. Ancak bu ameliyat her hastaya uygulanamaz.

    Tip 2 Diyabetin Cerrahi Seçeneği Olan Trans Bipartisyon Ameliyatı Kimlere Uygulanır?

    • Sadece Tip 2 diyabet hastalarına uygulanan bir cerrahi yöntemdir.
    • Vücutlarının insülin üretebilme potansiyeli yeterli olan tip 2 diyabet hastalarına uygulanır.
    • Vücut kitle indeksi 20 ila 30 arasında olan 25-30 yaş arası hastalara uygulanır.
    • Ameliyatsız tüm yöntemlerin sonuçsuz kaldığı hastalara uygulanır.

    Trans Bipartisyon Ameliyatının Avantajları

    1. Ameliyat ardından hastada 6-8 ay vitamin ve mineral eksikliği gözlenip bu süreden sonra takviye almalarına gerek kalmamaktadır.
    2. Normalde diğer metabolik ameliyatlar sonrası artan kandaki hemoglobin seviyesi trans Bipartisyon sonrası normale yakın kalmaktadır.
    3. Kapalı ameliyat ve minimal cerrahi uygulandığı için hastanede yatış süresi kısadır.

    Dezavantaj olarak ameliyat sonrası 5-8 yıllık sürede hasta hafif kilo almaya meyillidir. Bu yüzden ameliyat sonrası bazı diyet ve egzersizlere devam etmesi gerekmektedir. Trans Bipartisyon ameliyatında binde bir oranında ölüm riski bulunmaktadır.

    Tip 2 Diyabetin Cerrahi Seçeneği Olan Trans Bipartisyon Ameliyatı Sonrası

    Diyabet ve buna bağlı oluşmuş olan metabolik hastalıklarda azalma olur. Bir yıl içerisinde hastaların %95’inde bu şikâyetler tamamen ortadan kalkar. Ameliyattan 1 yıl sonra hasta olan kişi sağlıklı olan kişilerle eş değer hayat standartlarına erişir. Ameliyatta mide küçüldüğünden iştah azalması görülür. Vücuttaki emilim düzenlendiği için kandaki şeker miktarı az, insülin miktarı yüksek olur. Ameliyat sonrası hastalar 6-7 haftalık süreyle 3 aşamalı diyet uygularlar. Kaçak oluşumunu önlemek için oluşturulan diyetin 3 aşaması sıvı, püre ve katı dönemi şeklindedir. Bu diyet uzman bir diyetisyen tarafından şeker hastalarına yönelik hazırlanan diyetlerdendir.

    Tip 2 Diyabetin Seçeneği Metabolik Cerrahi Ameliyatların Riskleri

    Her ameliyatta olduğu gibi metabolik cerrahide de bazı riskler mevcuttur. Kanama riski binde 9, pıhtı sorunu binde 3, darlık sorunu binde 3 ve kaçak sorunu %1-2 civarındadır. Ameliyatta alınan anesteziye bağlı olarak çok çok ender olarak da binde 2 oranında ölüm görülmektedir. Bunların yanı sıra uygulanan ameliyat türüne göre farklılık göstermekle birlikte uzun vadede fıtık, ishal, kusma, ülser, reflü ve bağırsak tıkanıklığı da riskler arasındadır. Ancak saydığımız bu riskler oldukça ufak bir hasta grubunda gözlenmektedir. Metabolik cerrahi ameliyatlarının başarı oranı ise %95’tir.

    Metabolik Cerrahi Ameliyatlarında Hastaların Dikkat Etmesi Gereken Noktalar

    Bu ameliyat yüksek oranda başarı sonucu verse de hastaların ameliyat sonrası diyetlerine mutlaka devam etmeleri gerekmektedir. Bu tedavi ve iyileşme sürecinin en önemli parçasıdır. Aynı zamanda yeme bozuklukları sorunu yüzünden kilo alıp kilo artışı sebebiyle tip 2 diyabet hastası olan kişilerin de ameliyat sonrası psikiyatrik tedavi görmeleri gerekmektedir. Çoğu hastaların bu ameliyatlardan sonra ilaç kullanmasına gerek kalmıyor olsa da küçük bir grup hastada düşük düzeylerde de olsa ilaç tedavisinde devam edilmektedir. Bu hastaların ameliyat sonrasında da belirtilen düzeylerde ilaçlarını almalarına özen göstermeleri gerekmektedir.

    Metabolik Cerrahi Ameliyatı Uygulanamayacak Kişiler

    Bu ameliyatlar tip 2 diyabet hastalarına uygulansa da bazı hastalar bu tedavilerden faydalanamamaktadır. Vücut kitle indeksi 30’dan düşük olan hastalar, pankreasta yeterince insülin salgısı bulunmayan hastalar bu tedaviden faydalanamamaktadırlar. Aynı zamanda ağır psikiyatrik hastalığı olanlar, diyabete bağlı organ hasarları olanlar ve organ kayıpları olan hastalara metabolik cerrahi bir işlem uygulanamamaktadır.

    Tip 2 Diyabetin Tedavi Seçeneği Olan Cerrahi Ameliyatı Sonrası İyileşme Ne Kadar Sürede Olur?

    Hastalar ameliyattan sonraki 2-3 gün boyunca gıdaları sıvı olarak tüketirler. Ameliyattan sonraki 4-5 gün içerisinde hastaneden taburcu olurlar. Masa başı işte çalışan hastalar 1 hafta sonunda işlerine geri dönebilirler. Ameliyattan bir ay sonra ise eski günlük hayatlarına dönebilirler. Bununla beraber ameliyat sonrası 2 yıllık bir süreçte düzenli doktor kontrolünde olmaları gerekmektedir.

    "Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz."

    Yazar Hakkında

    Tıbbi Yayın Kurulu

    Tıbbi Yayın Kurulu

    tarafından 17.11.2020 tarihinde onaylandı.

    İletişim Formu

    Yazar Hakkında

    Tıbbi Yayın Kurulu

    Tıbbi Yayın Kurulu

    tarafından 17.11.2020 tarihinde onaylandı.