Obezite Cerrahisi
Genel Cerrahi

Obezite Cerrahisi

    Obezite Cerrahisi

    Obezite cerrahisi, şişmanlık sorunu olan kişilerin cerrahi işlem uygulanarak kilo verdirilmesi işlemidir. Tedavi ve diyet programlarıyla kilo vermeyi başaramayan kişilerde şu koşulların olması halinde uygulanır;

    • Beden Kitle İndeksi (BKİ) 40’ın üzerinde olması,
    • Beden Kitle İndeksi (BKİ) 35’in üzeri olup, beraberinde kronik bazı hastalıkları bulunması ve bu nedenle önemli sağlık sorunları yaşaması.

    Bu problemlere sahip hastaların tedavisi için uygulanan cerrahi müdahalelere Obezite Cerrahisi (bariatrik cerrahi) adı verilmektedir. Cerrahi işlem uygulanmasında iki farklı amaç vardır. Bunlardan biri kişinin tüketimini azaltmak, diğeri ise bağırsakların kısmen alınarak besin emilimini azaltmaktır.

    Obezite cerrahisi, 1950’li yıllarda başlamış, teknolojinin ilerlemesi ile çeşitli tekniklerin gelişmiş olması, ameliyat süresinin ve iyileşme süresinin azalması, ameliyat sonrası oluşabilecek risklerin azalması gibi nedenlerle cerrahi yöntemlerin tercih edilmesi artmıştır.

    Obezite Nedir?

    Obezite, en basit anlatımı ile vücutta sağlığı bozacak yoğunlukta yağ birikmesi hali olarak tanımlanır. Günlük hayatta kişilerin yaş, cinsiyet, yaptığı iş, genetik ve fizyolojik özellikleri ve hastalık durumuna bağlı olarak farklılık gösteren günlük enerjiye (kalori) ihtiyaçları vardır. Sağlıklı bir hayata sahip olmak için, günlük olarak alınan enerji ile harcanan enerjinin dengeli olması gerekmektedir. Aksi durumda günlük alınan enerji harcanan enerjiden fazla olur ve harcanamayan enerji, vücutta yağ olarak depolanmaya başlar. Bu durumun sürekliliği halinde insanın yaşam kalitesi olumsuz olarak etkileyen ve yaşam süresini kısaltan bir hastalık olarak kabul edilen obezite oluşur. Obezite, dünya genelinde de birçok  ülkede en önemli sağlık sorunları arasında yer almaktadır. Kişilerde tıbbi durumların haricinde psikososyal  ve ekonomik problemlere de neden olmaktadır. Obezite tüm vücudu ilgilendiren sistematik bir hastalıktır.

    Obezite oluşmadan önce korunmak oldukça önem taşımaktadır. Obeziteden korunmaya, çocukluk çağında başlanmalıdır. Çocuk ve ergenlik döneminde oluşan obezite, ileriki yaşlar içinde kilo almak adına altyapı hazırlamaktadır. Bu nedenle sosyal çevre, dengeli beslenme ve fiziksel aktivite konularında bilgi sahibi olmalıdır. Obezitede tedavi süreci, kişinin kararlılık göstermesi ve bütünüyle kendisini vermesi gereken, uzun vadeli ve süreklilik isteyen bir periyottur.

    Obezite Çeşitleri Nelerdir?

    Obezitenin farklı çeşitleri bulunmaktadır. Tedavi yöntemi de bu hastalığın çeşidine göre değişiklik göstermektedir. Obezite hastalığının çeşitlerini şunlardır;

    • Genetik obezite
    • Basit obezite
    • Sekonder obezite
    • Hipersellüler obezite
    • Hiperplastik obezite
    • Santral obezite
    • Subkutanöz obezite

    Kimlere Obezite Cerrahisi Uygulanabilir?

    Cerrahi yöntemlerinin hastaya uygulanabilmesi için sağlanması gereken bazı parametreler bulunur. Bunlar;

    • Yaş aralığının 18 – 56 olması,
    • Hastanın uzun süredir obez olması ve diyet veya fiziksel aktivitelerden sonuç alınamamış olması,
    • Beden kitle indeksinin 40 veya üzeri olması (Bu indeksin formülasyonu vücut ağırlığının boyun karesine oranı ile hesaplanır),
    • Obezite rahatsızlığına bağlı olarak kalp, yüksek kolesterol, şeker hastalığı, uyku apnesi olması,
    • Hormonal sistemi ile ilgili bir rahatsızlığı olmaması,
    • Alkol ve uyuşturucu bağımlılığı olmaması,
    • Endokrinoloji ile ilgili bir hastalığının olmaması,

    Obezite Cerrahisi Yöntemleri

    Obezite cerrahisinde çeşitli yöntemler vardır. Yöntemlerin birbirleri arasında kendilerine göre artı ve eksi yönleri olduğundan, hastanın talebi ve kilo durumu nedeni ele alınarak en uygun yöntemin uygulanması gerekmektedir. Bunlar; Tüp Mide Ameliyatı (Mide Küçültme), Mide Dolgusu, Tip 2 Diyabet (Şeker) Ameliyatı, Revizyon Ameliyatı, Mide Balonu, Mide Bypass Ameliyatıdır.

    Tüp Mide Ameliyatı (Mide Küçültme)

    Obezite cerrahisi yöntemlerinden en sık uygulananı olan tüp mide ameliyatı; yaklaşık 45 dakika süren, midenin yaklaşık %75’lik kısmının alındığı bir yöntemdir. Bu yöntem ile midede açlık hissini oluşturan etmenlerin ilki ghrelin hormondur. Tüp mide ameliyatında, bu salgıyı üreten midedeki bu kısım alınır. Böylece kandaki ghrelin hormonu miktarı önemli miktarda azalır. Böylece ameliyat sonrası iştah azalması olur. Bununla beraber gıdanın az tüketilmesi ile de tokluk hissi meydana gelir. Midede birikim kısmı çıkarıldığı için ince bağırsaklara geçiş süresi hızlanır. Bu da kişinin daha erken tokluk hissetmesini sağlar. Ameliyattan sonra diyetisyen eşliğinde bir ay kadar süren bir beslenme alışma periyodu planlanır. İlk haftalarda sıvı, daha sonraki haftalarda kademeli olarak yumuşak gıdalarla beslenmeye geçilir. Sonrasında ise katı gıdalarla beslenmeye geçilebilir. Çok fazla kiloya sahip hastaları uzun süren ameliyatla riske sokmamak için bu yöntem olarak tercih edilebiliyor.

    Ayarlanabilir Mide Bandı ( Lapband )

    Mide kelepçesi olarak da bilinir. Kapalı yöntem bir müdahale ile midenin çevresine silikondan imal edilmiş bir bant yerleştirilir ve bu aparat, cilt altına yerleştirilmiş bir alan yardımıyla sıvı enjekte edilerek şişirildiğinde mideyi kum saati biçiminde sıkıştırır. Böylece gıda alımını sınırlamaktadır. Kişinin sağlık durumuna göre gerginliği ayarlanabilmektedir. Başarılı sonuçların yanında, yabancı cisim etkisiyle mide dokusunun rahatsız olmasına bağlı dezavantajlı kısmı da vardır. Bazı hastalar bu banda rağmen fazla miktarda yemek yeme alışkanlığını sürdürebiliyor. Bu durumda yemek borusunda genişleme meydana gelebiliyor. Bu nedenle ameliyat sonrası dönemde dikkat edilmesi gerekmektedir.

    Mide Dolgusu

    Midenin belirli bölgelerine Botilinum toksin enjekte edilerek midenin kasılmasını sağlayan kasların bu özelliğinin kısıtlanması sağlanır. Bu sayede midenin sindirim ve boşalma süresi uzamış olur. Netice olarak kişinin, iştah kaybı hissetmesi sağlanır.

    Tip 2 Diyabet (Şeker) Ameliyatı

    Beden Kitle İndeksi (BKİ) 30 ‘un üzerinde olanlar kişilerde Tip 2 diyabet riski yaklaşık olarak 20 kat artıyor. Tip 2 diyabetlilerin büyük çoğunluğuna obezite tanısı konuluyor. Obezite ve diyabet, nedenleri ve tedavi şekilleri bakımından birbirlerine çok benzer olduğundan tıp dilinde, iki klinik duruma da atıfta bulunan ‘diabesity’ terimi de kullanılmaktadır. Tip 2 Diyabet hastalarında sorun genel olarak vücudun insülini kullanamamasıdır. Bu ameliyat ile ince bağırsaklarda bir yer değişikliği yapılarak, vücudun kendi ürettiği insülini kullanması sağlanır.

    Revizyon Ameliyatı

    Revizyon ameliyatı,  daha önce obezite cerrahisi uygulanmış bir kişiye ikinci bir ameliyatın uygulanmasıdır. Bu durumun nedeni genel olarak kişinin ameliyat sonrası uyması gereken beslenme şekline uymaması veya yapması gereken fiziksel aktiviteleri bırakmış olması nedeni ile tekrardan kilo alımına başlamasıdır. Revizyon ameliyatı ilk obezite cerrahisinden daha zor ve kapsamlı bir ameliyat olduğundan, deneyimli bir ekip tarafından yapılması konusu buradaki en önemli kısımdır. İyileşme süresi de ilk ameliyata göre biraz daha uzun zaman alır.

    Mide Balonu

    Bu yöntem süreli bir yöntemdir.  Ağızdan mideye boş bir balon yerleştirilerek balonun midede kapladığı hacim kadar doyma ve tokluk hissi sağlanır. Bu sayede kişinin yemek yemesi azaltılmış olur. Yaklaşık 6 ay veya 1 yıl süre zarfında balon çıkarılması gerekmektedir. Bu yöntem sayesinde kişilerde %20’ye kadar kilo verilmesi amaçlanır. Bu yöntem, ya ameliyat olamayacak kadar riskli hastalarda ya da süper obez kişilerde temel morbidobezite cerrahisine hazırlık olarak kullanılıyor. Balonun çıkarılmasını takiben, kişiye özel olarak hazırlanan yemek ve fiziksel aktivite programını benimsemezse tekrar kilo alma riski ile karşı karşıyadır.

    Mide Bypass Ameliyatı

    Gastrik Bypass genel cerrahide mideden bağırsaklara geçiş yolu oluşturulması anlamına gelir. Bazı ülkelerde en yaygın kullanılan obezite cerrahi yöntemi olan mide bypass ameliyatında ince bağırsaklar, küçük mide odacığına bağlanır. Bu şekilde emilimin azalması amaçlanır. Bu yöntemde kişinin besinlerdeki vitaminlerden yararlanamaması durumu ortaya çıktığı için, vitamin desteği sağlamak gerekiyor. Ameliyat sonrası dönemde gaz sıkıntısına neden olabilecek besinlerden de uzak durulmalıdır.

    Obezite Cerrahisinin Kişiye Faydaları

    Obezite cerrahisinin hastalar üzerinde kaliteli ve uzun bir ömür yaşayabilmesi adına olan faydalarından bazıları şunlardır;

    • Solunum sistemi düzene girer, astım nöbetleri azalır veya son bulabilir,
    • Şişmanlıktan dolayı yapamadığı fiziksel aktiviteleri yapabilir,
    • Sosyal anlamda da hayatına büyük kakı sağlar,
    • Kalp krizi geçirme riski ve kalp damar hastalıkları (kalp krizi, inme ve damar tıkanması ile takip eden pek çok rahatsızlıklar) olma riski azalır,
    • Yüksek tansiyon kontrol altına alınmış olur.
    • Obezite Cerrahisi Sonrası Yapılması Gerekenler

    Obezite sadece cerrahi müdahale ile sonuç alınabilecek bir hastalık değildir. Cerrahi müdahale, hastayı yeni bir yaşama anatomik olarak hazırlık aşamasıdır. Ameliyat sonrası yenilen yemeklere dikkat edilir ve diyetin sürdürülebilirliği sağlanır. Yine alınan ve harcanan enerji arasında denge kurulması için fiziksel aktiviteler günlük yaşama dâhil edilir ve devamlılığı sağlanır. Sonuç olarak bu operasyonların sonrasında form tutabilmek kişilerin yaşam tarzı ile birebir bağlantılıdır.

    "Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz."

    Yazar Hakkında

    Tıbbi Yayın Kurulu

    Tıbbi Yayın Kurulu

    tarafından 27.08.2020 tarihinde onaylandı.

    İletişim Formu

     
       
     
     

    Yazar Hakkında

    Tıbbi Yayın Kurulu

    Tıbbi Yayın Kurulu

    tarafından 27.08.2020 tarihinde onaylandı.