Hemoroid (Basur) Nedir? Hemoroid Belirtileri ve Tedavisi
Genel Cerrahi

Hemoroid (Basur) Nedir? Hemoroid Belirtileri ve Tedavisi

    Günümüzde görülme sıklığı her geçen gün artan ve halk arasında basur olarak bilinen hemoroid yaşam kalitesini de olumsuz yönde oldukça etkileyen hastalıklarından biridir. Yapılan araştırmalara göre hemoroid yetişkin bireylerin yaklaşık olarak dörtte birinde belirli zamanlarda ortaya çıkan hastalıklardan biri. 

    Yazımızda hemoroid ile ilgili en çok merak edilen sorular hakkında detaylar bilgiler vermeye çalışacağız. 

    Hemoroid Nedir?

    Yetişkin bireylerin neredeyse dörtte birinde görülen hemoroid hastalığının genellikle neden kaynaklandığı çoğu zaman anlaşılmamaktadır. Hemoroid en basit tanımı ile rektum ve makat çevresinde bulunan damarların tıpkı bacaklarda görülen varis gibi şişmesi ve genişlemesi ile ortaya çıkan bir hastalıktır. Hemoroid eğer makatın dış kısmında görülüyor ise eksternal, rektum adı verilen kalın bağırsağın bitiş kısmında yer alıyor ise internal hemoroid adı verilmektedir. Hemoroid çoğu zaman makat bölgesinde görülen çatlaklarla ya da apseler ile karıştırılsa da aslında oldukça farklı bir hastalıktır. 

    Her insanda bulunan hemoroid doku, kişinin istem dışı dışkılamasını ve gaz çıkarmasını engelleyen bir dokudur. Günün çoğunda oturarak ya da ayakta hareketsiz durarak çalışanlarda daha sık görülen hemoroid, makat çevresindeki toplardamarların gevşemesi ve bu dokunun dışarı doğru sarkması ile kişinin yaşam kalitesini oldukça etkileyen bir hastalıktır. Genişleyen ve dışarı sarkan bu doku bazen sıkışarak kanamaya neden olabilir. Hastalığın ilk evrelerinde herhangi bir belirtisi bulunmayan hemoroid ilerledikçe kaşıntı, rahatsızlık hissine ve ağrıya neden olabilir. Hemoroidin iç kısımda pıhtı oluşturması durumunda ise çok şiddetli ağrılara neden olabilir ve bazı durumlarda cerrahi müdahale gerekebilir. 

    Hemoroid Evreleri Nelerdir?

    Kalın bağırsağın sonunda ya da tıptaki karşılığı ile rektumda oluşan hemoroid dört farklı evrede incelenmektedir. Hemoroid tedavisine başlanmadan önce hastalığın hangi evrede olduğu belirlenip bu evreye göre tedavi yöntemine karar verilir. Bu yüzden hemoroid evrelerinin bilinmesi oldukça önemlidir. Hemoroidin 4 evresi ise şu şekildedir;

    1.Evre: Dışkılama sırasında hemoroid nedeniyle oluşan doku parçası makat içerisinde hareket etse de eski haline geri döner. Bu durum tuvalet kağıdını kirletecek kadar küçük kanamalara neden olur. Bu evrede oluşan hemoroid makat dışına sarkma yapmadığı için çıplak gözle görülemez. Sadece Rektoskopi ile görülebilir. 

    2.Evre: Hemoroid nedeniyle oluşan doku parçası dışkılama sırasında ıkınma ile dışarı çıkar ancak dışkılama sona erdiğinde kendiliğinden tekrar içeri girer. Bu yüzden bu evrede de kişi hemoroid memesi adı verilen doku parçasını fark edemeyebilir. 

    3.Evre: Hemoroid ya da basur memesi olarak tanımlanan doku parçası artık anüs dışındadır.  Ağrıya ve genellikle ödeme yol açan bu doku ancak parmak ile ittirildiğinde anüs içine girer. 

    4.Evre: Son evre olan 4. Evrede hemoroid ya da diğer adıyla basur memesinin makattan dışarı sarktığı evredir. Bu evrede meme oluşumları çoğunlukla büyük ve ıslaktır. Dışkılama sonrası kişi tam temizlenemez ve sıklıkla iç çamaşırında dışkı lekeleri ile karşılaşır. Ayrıca otururken makat bölgesinde ağrı hissedebilir.  

    Hemoroid Belirtileri Nelerdir?

    Hemoroid hastalığı erken dönem adı verilen ilk evrelerinde belirtilere neden olmayabilir. Ancak evreler ilerledikçe belirtiler kendisini göstermeye başlar. Ayrıca hemoroid belirtileri hemoroid türüne göre farklılık göstermektedir. 

    Eksternal hemoroid ya da diğer adıyla dışsal hemoroidin belirtileri şu şekildedir;

    • Dışkıda kan görülmesi,
    • Anüs etrafında oluşan şiddetli kaşıntı ve rahatsızlık hissi,
    • Anüs yakınında ağrılı yumru ve şişlik oluşumu,
    • Bölgede özellikle otururken gittikçe artan ağrı.

    Belirtiler hissedilmeye başladığı andan itibaren bölgenin ovulması, temizlenmesi ya da aşırı zorlanması belirtilerin daha da kötüleşmesine neden olabilir. Çoğu kişide bu belirtiler birkaç gün içinde kaybolur. 

    İnternal hemoroid ya da diğer adı ile içsel hemoroidin belirtileri ise şunlardır;

    • Dışkılama esnasında ya da sonrasında tuvalet kağıdında parlak kırmızı kan görülmesi,
    • Makattan sarkan hemoroid ya da diğer adıyla basur memesinin ele gelmesi.

    İnternal hemoroid eğer basur memesi sarkmamış ise ağrılı değildir. Ancak sarkma başladıkça ağrı ve rahatsızlık hissi artmaya başlar. 

    Hemoroid Neden Olur?

    Sağlığında problem olmayan her bireyin makat bölgesinde dışkılamayı tutmasını sağlayan dokular bulunmaktadır. Hemoroid hastalarında ise bu dokular adeta varis gibi şişerek dışarı doğru sarkabilir, ağrıya ve acı hissine neden olabilir. 20 yaş altında oldukça nadir görülen anca orta yaş grubunda sıklıkla görülen bu hastalıkta oluşan doku şişmelerine ve sarkmalarına neyin neden olduğu tam olarak bilinmemektedir. Ancak yapılan bazı araştırmalar ile bazı durumların hastalığın oluşmasında etkisi olduğu gözlenmiştir. Bunlar;

    • Kronik kabızlık ve bu yüzden tuvalette fazla zaman geçirmek,
    • Hareketsiz yaşam tarzı,
    • İlerleyen yaş,
    • Aşırı alkol ya da baharat tüketimi,
    • Binicilik ya da bisiklet sürmek gibi spor akitiviteleri,
    • Uzun süre oturmayı gerektiren meslekler,
    • Genetik yatkınlık
    • Gebelik.

    Ayrıca pelvik bölgede oluşan kanser türleri ve kolon kanseri de hemoroid oluşumun nedenleri arasındadır. 

    Gebelikte Hemoroid

    Hamilelik dönemi boyunca anne adayının vücudunda bulunan kan hacmi %25 - %40 oranında artış gösterir. Rahmin giderek büyümesi toplardamarlar üzerinde baskı oluşmasına neden olur. Bu da özellikle varis ve hemoroid gibi sağlık problemlerinin oluşmasına neden olur. Ayrıca hamilelik döneminde artan progesteron hormonu da damar duvarlarının bir miktar genişlemesine neden olur. Tüm bunlarla beraber rahmin büyümesi ve hormonal değişiklikler ile bağırsak hareketlerinde yavaşlama görülebilir. Bu da kabızlığa yol açabilir. Oluşan bu kabızlıkta gebelikte hemoroide neden olabilir. 

    Hemoroid Tanısı Nasıl Koyulur?

    Yapılan araştırmalar hemoroid hastalığını yaşayan çoğu kişinin doktora gitmekten çekindiğini göstermektedir. Ancak tıbbi bir muayene yapılması etkili bir tedavi yöntemi uygulanması ve oluşabilecek daha ciddi durumların önüne geçilebilmesi açısından önemlidir. Hemoroid tanısı için doktora başvurulduğunda öncelikle hastanın öyküsü dinlenir ve anal muayene yapılır. Kanaması olan hastalara ise diğer hastalık risklerinin elenebilmesi için rektoskopi yapılır. 40 yaşından büyük hastalarda hemoroid tanısı kesinleştikten sonra kalın bağırsak tümörünün olması ihtimaline karşı kolonoskopi yapılması önerilir. 

    Basura Ne İyi Gelir?

    Hemoroid ya da diğer adıyla basur hastalığı yaşayanların yaşam kalitesini oldukça etkileyen rahatsızlıklardan biridir. Çoğu hasta basura neyin iyi geldiğini merak etmektedir. Eğer hastalık ilk evrelerde ise ilaç kullanmadan doğal yöntemler ile tedavi edilebilir. Hastalığın ilk evrelerinde bol sıvı tüketimi, zeytinyağlı ve lifli yiyecekler ile beslenmek, dışkılama sırasında fazla ıkınmamak ve tuvalette uzun süre zaman oturmamak günlük hayatta kolayca uygulayabileceğiniz basura iyi gelen yöntemlerden bazıları. Ayrıca neredeyse insanlık tarihi kadar uzun yıllar boyunca şifa kaynağı olarak kullanılan propolisin de yara iyileştirme özelliği sayesinde basura iyi geldiği bilinmektedir. Yapılan araştırmalar propolis kullanımının sindirim sistemi problemleri üzerinde olumlu etkilerini olduğunu göstermektedir. Ayrıca saf vazelin ve lanolin içeren propolis kremlerin basur nedeniyle oluşan kanamalara, yanma ve kasıntı hissine iyi geldiği bilinmektedir.

    Hemoroid Nasıl Tedavi Edilir?

    Hastanın yaşam kalitesini oldukça olumsuz bir şekilde etkileyen hemoroidin ilaçla, girişimsel tedavi yöntemleriyle ya da cerrahi operasyonlar ile tedavisi bulunmaktadır. 

    Erken dönem adı verilen birinci ve ikinci evre olan hemoroid tedavisinde genellikle ilaçla tedavi yöntemi tercih edilmektedir. İlaç tedavi yönteminde, kortizon içerikli pomatlar, ağrıyı azaltmak için analjezik kremler ve kan dolaşımını dengelemek için yardımcı ilaçlar tercih edilir. Ayrıca ilaç kullanımına ek olarak oturma banyosu olarak da bilinen ve ılık suya oturarak gerçekleştirilen banyo da erken dönem hemoroid hastalığının tedavisinde tavsiye edilmektedir. 

    Girişimsel tedavi yöntemlerinden ise halk arasında iğne tedavisi olarak da bilinen skleroterapi yöntemi uygulanmaktadır. Bu yöntemde ilaç iğne yardımı ile direkt olarak hemoroid dokusunun içerisine enjekte edilmektedir. Diğer yöntemler ise bantla boğma ve lazerle yakma yöntemleridir. Bantla boğma yönteminde hemoroid oluşumunun boyun kısmı bant ile sarılarak düşmesi sağlanırken lazer ile yakma yönteminde ise uygulanan lazer ile hemoroid de bulunan damar yumağının kapanması sağlanır. Kullanılan bütün ilaçlar ve uygulanan tedavi yöntemleri sonrasında başarılı olunamazsa ya da hemoroid dokusu artık ileri derece gelişmiş ise cerrahi operasyon seçenekleri gözden geçirilir. 

    Hemoroid (Basur) Tekrarlar Mı?

    Var olan hemoroid hastalığı ameliyat ile tedavi edilse bile hastalığın kendini tekrarlama ihtimali vardır. Yapılan araştırmalara göre ameliyat uygulanan hastalarda %1,5 ve %15 arasında, ameliyat uygulanmayan hastalarda ise %10 ve %50 arasında tekrar görüldüğü bilinmektedir.  Hemoroid hastalığının tekrarlama riskini en az indirgemek için ise tedavi sonrası beslenme şekline, hijyen koşullarına eğer devam ediyor ise kabızlık durumuna dikkat edilmesi gerekmektedir. 

    Koru Hastanesi ekibi olarak yazımızda hemoroid (basur) ile ilgili en çok merak edilen sorular hakkında detaylı bilgiler vermeye çalıştık. Umarız faydalı bir yazı olmuştur. Hemoroid (basur)ile ilgili daha fazla bilgi almak ya da randevu alarak konusunda uzman doktorlarımıza muayene olabilmek için bizimle iletişime geçebilirsiniz. 

    "Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz."

    Yazar Hakkında

    Tıbbi Yayın Kurulu

    Tıbbi Yayın Kurulu

    tarafından 07.12.2021 tarihinde onaylandı.

    İletişim Formu

    Yazar Hakkında

    Tıbbi Yayın Kurulu

    Tıbbi Yayın Kurulu

    tarafından 07.12.2021 tarihinde onaylandı.