Egzama Nedir ?
Dermatoloji (Cildiye)

Egzama Nedir ?

    Egzama, ciltteki kuru, pullu yama şeklinde lezyonlar ve yoğun kaşıntıya sebep olan kronikleşen bir cilt rahatsızlığıdır. Cildin kaşınması, kalınlaşmış deri, cilt yüzeyinde açık kesiklerin ve kırmızı kabarık noktalara sebep olabilir. Genellikle kış aylarında soğuk hava ve nemin oranının düşük olması, sabun, su, deterjan, tozlu ortamlar, mesleklere özgü kimyasallar da egzamaya sebep olabilir.

    Egzama Belirtileri Nelerdir ?

    Egzama genelde el, ayak, bacaklarda ve saç diplerinde; kızarıklık, pullanma, kaşıntı, yanma hissi gibi belirtiler ile ortaya çıkar. Egzama ilk çıktığı zaman içi su dolu kabarcıkları olarak kendini gösterir. Sonradan bu kabarcıkların yerini kepeklenmeler, kabuklar alır ve son aşamada ise ciltte kalınlaşma gözlenmektedir. Egzama hastalarında sıklıkla enfeksiyon görülür, çünkü kolay bir şekilde kuruyan, çatlayan ve pullanan deri mikroorganizmaların girişine olanak tanır.

    Egzama Vücudun Neresinde Oluşur ?

    Egzama vücudunuzun herhangi bir yerinde olabilir; fakat daha çok ellerde, ayaklarda ve bacaklarda ortaya çıkar. Rahatsız edici bir görünüme sebep olsa bile tehlikeli bir rahatsızlık değildir. Bazen kaşıntılar gece şiddetlenebilir ve bu kaşıntılar uykudan uyandırma seviyesine gelebilmektedir. Egzama tedavisi için erken teşhis edildiğinde başarılı sonuçlar elde etmek için önemlidir.

    Egzama Neden Oluşur ?

    Egzamanın oluşumunda alerjiler, genetik faktörler veya kullanılan çeşitli kimyasal malzemeler rol alabilir. Sabun, su, deterjan, tozlu ortamlar ve diğer kimyasal maddelerin kullanılması da egzama oluşumuna zemin hazırlamaktadır. Genellikle bu hastalığa yakalananlar temizlik sektöründe çalışanlar, kuaförler ev kadınları egzamanın en çok görüldüğü kişililerdir. Kimyasal nedeni ile oluşan egzamada, kişil temas etmeye devam ettiği sürece düzelmemektedir.

    Egzama Çeşitleri Nelerdir ?

    Egzamanın değişik çeşitleri bulunmaktadır ve egzamanın en çok etkilediği organlarımızın başında eller vardır. Ellerdeki egzamanın ortaya çıkma sebebi, çoğunlukla derinin biyolojik  savunma mekanizmasının azalması ya da yok olmasıyla ortaya çıkar. Sabun, deterjan, su ve tozlu ortam vb. faktörler derinin yıpratmaktadır. Ellerinizi çok sık yıkamanız ve temizlik işi yaptığınızda kullandığınız çamaşır suyu gibi kimyasal maddeler de egzamanın oluşmasına zemin hazırlar. En çok el, ön kol ve sırtta görülür.

    Kuru cilt tipinde oluşan lezyonlar tek bir yerden asimetrik olarak başlar, diğer elin üzerinde de yayılma gösterir. Egzama, alerjik sebeplere bağlı olarak da gelişebilir. Alerjik kökenli olan egzama da temas devam ettiği müddetçe düzelme olmaz. Alerjenlere karşı daha önce duyarlı bir cilt yapısı olan kişilerde meydana gelir. Herhangi bir maddeye karşı alerjik reaksiyon oluşmaya başlamışsa, bu kalıcı bir sorundur ve duyarlılık bir kez oluşmuşsa sonradan alerjen maddenin çok az miktarı bile egzamaya sebep olur. Hastalık genelde bir uyarana karşı cildin vermiş olduğu tepki şeklinde ortaya çıkmaktadır. Parfüm, deterjan, sabun gibi kimyasal maddelerin, lastik ayakkabılar, terlikler ve bazı metalleri kullanan bireylerin vücudun da egzama oluşumuna yol açabilir.

    Hayvan ve bitki türleriyle olan temas, güneşe maruz kalınması ve ağızdan alınan bazı ilaçlara karşı duyarlılığı bulunan kişilerde de egzama hastalığı olabilir. Alerjik kaynaklı egzamalarda, bazı besinlerin tüketilmesiyle de ilişkili olabilir. Bunların dışında dolaşım ve stres sorunları da egzama hastalığının nedenleri arasında yer alır.

    Egzama Çeşitleri Nelerdir ?

    Egzama hastalığı, oluşma nedenine göre şu şekildedir:

    El Egzaması: Zayıf uyarıcı maddelerin el ile teması sonrasında ortaya çıkan ve el bölgesinde görülen egzama çeşididir. Genellikle temizlik ile uğraşan kişilerde, ev kadınlarında ve kimyasal maddeyle temas etmekte olan kuaförlük, metal işçiliği gibi meslekler ile uğraşan kişilerde sıklıkla görülür.

    Atopik Egzama: Kişinin alerjik yatkınlığı ve çevresel etmenler nedeni ile görülür. Genellikle bebeklik döneminden sonra ortaya çıkmaktadır. Egzama hastalığı zamanla hafifleyip iyileşme başlasa bile tekrarlayıcı özelliğe sahiptir.

    Saç Egzaması: Sebebi tam olarak bilinmemekte birlikte bir egzama çeşidi olarak cildin yağlı olan bölgelerinde ortaya çıkmakta ve pullanma, kızarıklık ve kabuk oluşumuna neden olur. Genellikle bahar ve kış aylarında artış göstermektedir. Saç derisinde oluşan egzamanın kabuklanır ve pul pul dökülmeyle ortaya çıkar. Seboreik egzama olarak adlandırılan bu cilt rahatsızlığı, kronik seyreden bir hastalıktır. Yaz aylarında biraz daha hafiflemekte beraber kışın artıcı özelliktedir. Sedef hastalığıyla karıştırılmaktadır. Saçlar dışında seboreik egzamanın görüldüğü diğer kısımlar arasında göğüs ön yüzü, kulak arkası ve burun yanlarında da yer almaktadır. Hastalığın atak yapmasında stresin büyük etkisi var. Genetik faktörlerin hastalığın gelişmesinde etkiye büyüktür. Saç egzamasının tedavisinde medikal şampuanlar, steroid içeren losyonlar ve kaşıntı giderici tabletler verilmektedir.

    Numuler Egzama: Genellikle kollarda, ellerde ve bacaklarda yaygın olarak görülür. Dairesel lezyonların kaşıntıya sebep olan ve genellikle bireylerde erişkin oldukları zamanlarda görülen, kronik seyreden bir egzama türüdür.

    Asteatotik Egzama: Cilt yüzeyinde bulunan yağ tabakasının azalmasının sebebiyle ortaya çıkar. Sık banyo yapılmasıyla ve yaşlılık sebebiyle cildin kuruması gibi nedenlerden kaynaklı olarak ortaya çıkmaktadır.

    Stres Egzaması: Hastanın strese girmesine bağlı olarak ortaya çıkan psikolojik kaynaklı egzama çeşiiddir. Stres egzaması olmuş cildi rahatlatmak için her fırsatta derinin nemlendirilmesi ve mümkün olduğu kadar stresli ortamlardan uzak durulması gerekir

    Ayakta egzama: Kızarıklık, kaşıntı, kabarcıklar, kuruluk, iltihap ve ciltte oluşan kalınlaşma şeklinde kendini gösterir. Ayak egzamasıyla ayak mantarı birbirine çok benzemektedir. Fakat ayak mantarı genelde parmak aralarında ve tırnaklarda oluşur. Mantar bulaşıcı bir hastaslıkken, ayakta egzama bulaşıcı değildir. Ayakta egzamada ayakların terli kalmaması, nefes alması, nemlendirici krem kullanılması gerekmektedir.

    Gravitasyonel egzama: Ayakta kalarak çalışanlar ve yaşlılarda bu egzama türü çok sık görülmektedir. Bacakların alt bölgesinde varislerin oluşmasına ve kan dolaşımının bozulmasıyla gelişir. Bu kısımda kan birikmesinden dolayı damarlardaki basınç artmakta ve bu da deride hasara olmasına sebep olabilmektedir. Gravitasyonel egzama, doğum yapmış kadınlarda görülebilir. Belitileto bacaklarda kuruluk, su toplanması, kaşıntı, kızarıklık gibi belirtiler ile kendini gösterir. Egzama kronikleşmesi ile deri üzerinde koyu lekeler, derinin sertleşmesi ve daha sonra ülser gibi yaraların oluşmasına neden olur.

    Egzama Tanısı

    Egzama tanısı için, genellikle hastaların klinik muayene sonuçlarına göre bakılır. Cildiye uzmanları hastalığın bazen hafif seyretmesi bazense şiddetlendiği dönemlerde ve hastalarda yol açtığı semptomların detaylı bir şekilde öğrenilir. Fiziki muayene sonrasında vücuttaki kızarıklığın ve kaşıntının olduğu bölgelerin incelenir, genetik yatkınlık gibi faktörlerde göz önünde bulundurulmasından sonra hastalığın teşhisi konulabilinir. Bunun yanında hastalığın tanısını koymak için, hastalara alerji testleri de yapılmaktadır.

    Egzama Tedavisindeki Yöntemler Nelerdir ?

    Egzama hastalığının kronik bir rahatsızlığa dönüşe bilen ve kesin bir tedavisi olmayan cilt hastalığıdır. Bu hastalığı geçiren kişilere uygulanan tedaviler, genel olarak egzamanın kişilerde yol açtığı semptomların önüne geçmek ya da şiddetini azaltmak için yapılmaktadır. Herhangi bir şeye alerji şeklinde oluşan egzamalarda kişilere uygulanan tedavi tetikleyen uyarıcıyla olan temasının önüne geçilmeli veya temas sıklığının azaltılması gerekir. Hastalığın tedavisi aşamasında hekimin önerileri doğrultusunda hareket edilmeli,  genellikle alerjiyi önleyici ilaçlar, kortikosteroid içerikli ilaçları ve nemlendiricilerin kullanılması yararlı olacaktır. Kaşıntının önlenebilmesi için jeller ve kremler kullanılır. Ciltteki kuruluk olmaması için bol miktarda su tüketilmeli, cildin sürekli nemlendirilmesi gerekir. Tedavi süresi boyunca cildi kaşımamak ve oluşan kabarcıkların patlatılmaması büyük önem taşımaktadır.

    Egzama tedavisinde kortizon dışında bağışıklık sisteminin baskılayacak ilaçlar, lokal kortikosteroidli pomadlar ve ıslak pansumanlar kullanılır. Atak sıklığının azaltılması, deriyi güçlendirmek amacı ile nötral sabunlar, nemlendiriciler, bariyer kremler, egzama eldivenleri ve egzama için üretilen şampuanları önerilmektedir.

    Yama Testi: Eğer egzema alerjik nedenler ile oluştuğu durumlarda başvurulan yöntemdir. Bu test esnasında, ortak alerjenleri içeren yamalar sırt bölgesine yerleştirilir. Bu yamaların 48 ile 72 saat burada kalması gerekir. Yamalar çıkarıldığı anda alerjik belirti olup olmadığı bakılır.

    Biyopsi: Yama testi esnasında bir teşhis konulamadığı zamanda başvurulacak yöntemdir. Herhangi bir sağlık sorunun egzamaya neden olup olmadığından emin olabilmek için cilt lezyonuna biyopsisi yapılmaktadır. Egzamalı kısımdan  küçük bir parça alınır test için laboratuvara götürülür.

    Egzamaya Neler İyi Gelir ?

    Egzamadan korunmak için ve atak döneminin rahat geçirmesi şu şekilde önlemler alınmalı:

    • Egzamalı bölgenin kaşımamak ve tahriş etmemek için özen gösterilmesi gerekir.
    • Bulunduğunuz ortamdaki nemin ve ısının yeterli orana sahip olmalıdır.
    • Evinizi sık sık havalandırmanız gerekir.
    • Banyo sıklığı mevsime göre ayarlanmalıdır.
    • Sert liflerin ve keselerin kesinlikle kullanılmaması, çok sıcak su ile banyo yapılmamalıdır.
    • Kimyasal hiçbirşey içermeyen bir sabun tercih edilmelidir.
    • Banyo yaptıktan sonra tüm vücuda nemlendirici krem sürülür.
    • Egzamadan korunmak için bağışıklık sisteminin güçlü olmasına özen gösterilmelidir.
    • Ellerin sık sık nemlendirilmesi gerekir.
    • Ellerinizin ılık suyla yıkanması ve kağıt havluyla kurulanmalıdır.
    • Temizlik yapıldığı sıralarda eldiven kullanılması gerekir.
    • Stresten uzak durulmalıdır.
    • Çiğ meyve ve sebzelerin, et, balık gibi ürünlerin çıplak elle temas edilmemelidir.
    • Yeterli oranda su içilmesi gerekir.

    "Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz."

    Yazar Hakkında

    Tıbbi Yayın Kurulu

    Tıbbi Yayın Kurulu

    tarafından 11.04.2021 tarihinde onaylandı.

    İletişim Formu

    Yazar Hakkında

    Tıbbi Yayın Kurulu

    Tıbbi Yayın Kurulu

    tarafından 11.04.2021 tarihinde onaylandı.