Hepatit B
Dahiliye

Hepatit B

    Kelime anlamı olarak karaciğer iltihabı anlamına gelen Hepatit, farklı sonuçlar doğurabilen bir karaciğer hastalığıdır. Kimi hepatit türleri ciddi bir soruna sebebiyet vermeden kendi kendine geçebilmektedir. Ancak hayat boyu kalabilen ve karaciğerde skar olarak ifade edilen bir yara dokusu oluşumu ile siroza neden olabilen türleri de vardır. Ayrıca  karaciğer fonksiyonlarının yitirilmesine ve bazı vakalarda da karaciğer kanseri oluşumuna sebebiyet verebilmektedir. Karaciğeri etkileyen önemli ve ciddi bir hastalık olan Hepatit B virüsü, cinsel ilişki, kan ve vücut sıvılarında yakın temas yolu ile bulaşmaktadır. Bu virüs doğum aşamasında anneden bebeğe geçebilmektedir. Dünya genelinde 400 milyon ve ülkemizde 3 milyon kişinin Hepatit B virüsü taşıdığı bilinmektedir. Tedavisi uygulanmadığı zaman karaciğer kanserinin oluşma riski yüksektir. Bu aşamada karaciğer nakli düşünülmektedir.

    Hepatit B taşıyıcıları olarak ifade edilen kısım hayatları boyunca bu virüse neden olan  herhangi bir sorun yaşamayabilmektedir. Bu sebepten dolayı düzenli olarak kan kontrolleri yapılması önemlidir. Hepatit B'nin bulaşma şekli ile alakalı olarak kan teması önem taşımaktadır. Kan temasının gerçekleşme olasılığı olan dövme merkezleri ve güzellik salonlarında uygulanan manikür işlemlerinde titiz ve dikkatli olunması oldukça önemlidir. Ayrıca sağlık sektörü, bu hastalığın bulaşması açısından yüksek risk içeren bir alan olması sebebiyle bu sektörde yer alan kişilerin aşılanması düzenli olarak yapılmalıdır. Hastalığın hiç bir belirti vermeden ilerleyen yapısı ve bulaşma faktörleri sebebiyle dünya genelinde ölüme yol açan hastalıklar sıralandığında akla ilk gelenlerden biri olan Hepatit B'ye karşı mutlaka gerekli tedbirler alınmalıdır.

    Hepatit B Çeşitleri

    Hepatit B olarak ifade edilen bu karaciğer hastalığının  akut ve kronik olarak iki çeşidi bulunmaktadır. Hepatit B virüsüne maruz kalındıktan sonraki ilk altı ay içinde oluşumu gözlemlenen Akut Hepatit B, kısa süreli bir hastalıktır. Bu belirtilere yol açmaktadır: halsizlik, ateş, mide bulantısı. Sarılık gözlemlenmesi ve eklem ağrıları yine belirtiler arasındadır. Kronik Hepatit B enfeksiyonu olan vakalarda virüse maruz kalan bireyin altı aydan uzun bir süre taşıyarak bağışıklık geliştirememesi ile bu hastalığın kronik evreye geçme biçimidir. Bu enfeksiyon biçiminde uzun süre yok edilemeyen virüs karaciğer kanserine, siroza ve hatta ölüme kadar kendi sonuçlara sebep olmaktadır. O sebeple mutlaka risk altındaki kişiler gerekli kontrolleri düzenli olarak yaptırmalı ve bulaşabilme ihtimallerine karşı önlem almalıdırlar.

    Hepatit B Nedenleri

    Özellikle cinsel ilişki, kan yolu ve vücut sıvıları ile bulaşmakta olan bu virüse bireyler şu yollar ile de maruz kalabilmektedirler ;

    • Doğum esnasında annenin bebeğe bulaştırması
    • Enfeksiyon riski bulunan kan ve kan ürünleri ile yapılan nakil
    • Enfekte olan kişilerin diş fırçası kullanımı
    • Enfekte olan kişinin açık yarası ile temas
    • Enfekte olan bir partner ile korunmasız olarak gerçekleştirilen cinsel ilişki
    • İğne, şırınga  gibi malzemelerin kişiler arasında ortak kullanımı
    • Enfeksiyon riski bulunan  ve kontrolü gerçekleşmemiş  hemodiyaliz makineleri
    • İğne veya kesici aletler ile enfekte olan kana maruz kalmak
    • Hijyenik ve steril ortamların olmadığı dövme salonları
    • Hijyenik ve steril olmayan güzellik merkezinde manikür-pedikür uygulamaları
    • Korunmasız cinsel ilişki ve çok sayıda partner değişikliği  risk faktörü açısından önem taşımaktadır.

    Hepatit B virüsü su ve gıda gibi yollar ve solunum ile bulaşmamaktadır. Özellikle Hepatit B virüsünün bulaşması ile ilgili olarak karşımıza çıkan ortak kullanılan nesnelere dikkat edilmelidir. Kişilerin özel kullanımına ait nesnelere kesinlikle bir başkalarına verilmemelidir. Risk faktörleri içerisinde yer alan nedenler kişisel sağlığın korunabilmesinde etkili olacaktır.

    Hepatit B Belirtileri

    Hepati B virüsü karaciğer hasarına sebep olabilecek şekilde hastalık oluşturmaktadır. Bu hasarın oluşumu ile ilgili olarak hiçbir belirti vermeden ilerleyebilir. Belirtisi gözlemlenen hastalarda şu şikayetler meydana gelmiştir:

    • Vücutta aşırı halsizlik
    • Kilo kaybı
    • Gözlerde sararma
    • Bacaklarda ödem gelişmesi
    • Karın bölgesinde şişkinlik
    • Kanamanın çok zor durması
    • Baş ve eklem ağrıları
    • Mide bulantısı ya da kusma
    • İshal
    • Koyu renkli idrar
    • Açık renkli dışkı
    • Kolay kanama ve morarma

    Belirtileri gözlemleyen hastalar en yakın sağlık kuruluşuna en kısa sürede başvurmalıdırlar. Hem kişilerin sağlığı hem de bulaşma faktörünün engellenebilmesi amacıyla tanısı oldukça önem taşımaktadır.

    Kronik Hepatit B Tanısı

    Kronik Hepatit B tanısının konması, hastanın tıbbi olarak geçmişinin incelenmesi ve uzman doktor tarafından muayenesinin gerçekleştirilmesi ile birlikte; virüsü saptamaya yönelik yapılacak bir takım laboratuvar testleri, karaciğer analizine yönelik testler ve enflamasyon, skarlaşma ile yapılmaktadır.

    Hepati B Aşısını Kimler Olmalı?

    Hepatit B virüsü ile ilgili olarak risk faktörü olan ve aşılanmamış kişilere Hepatit B aşısı önerilmektedir. Bu gruplar;

    • İş alanı açısından yüksek riskli kategoride yer alanlar
    • Cinsel ilişki yaşadıkları kişilerde Hepatit B olanlar
    • Çok eşli cinsel hayatı olanlar
    • İğne, şırınga gibi malzemeleri ortak kullanmış kişiler
    • Hepatit B virüsüne maruz kalınan bir evdeki kişiler
    • Islahevlerinde yer alan kişiler
    • Hepatit B virüsünün aktif olarak yoğun olduğu bölgelere seyahat edenler
    • HIV enfeksiyonu olan kişiler
    • Kronik karaciğer hastalığı veya diyabeti olan kişiler

    Hepatit B aşısının yapılma zamanı ile ilgili olarak diğer aşılarla olan etkileşimi gözlemlenmemiştir. Ancak daha önceki bir zamanda Hepatit B aşısı uygulanmış ve alerjik bir  reaksiyon gösterilmiş ise aşı yapılmamalıdır.

    Hepatit B Aşısının Yan Etkileri Nelerdir?

    Hepatit B aşısı ile ilgili olarak en sık gözlemlenen yan etki enjeksiyon bölgesinde oluşan ağrı ve hafif şiddetli ateştir. Baş ağrısı, halsizlik veya huzursuzluk bazı vakalarda gözlemlenebilmektedir. Ölümcül düzeyde olabilecek alerji, aşının yan etkileri raporlarına bakıldığında  çok nadir olarak görülmektedir.

    Hepatit B Tedavi Yöntemleri

    Akut Hepatit B için özel bir tedavi yöntemine ihtiyaç duyulmamaktadır. Kronik Hepatit B'de ise genel olarak virüsü kontrol altında tutabilecek ilaçlar ile tedavisi sağlanmaktadır. İlaç tedavisi ile sağlanmak istenen; Hepatit B virüsünün çoğalmasını engelleyerek virüsün karaciğer bölgesine olan zararını en aza indirmektir. İlerleyen vakarlarda karaciğer hasarı fazla bir biçimde görüldüğü için karaciğer nakli gerekebilmektedir.

    Hepatit B Hastaları Ve Taşıyıcı Kişilerin Dikkat Etmesi Gerekenler

    Hepatit B hastaları ve taşıyıcı oldukları belirlenen kişilerin mutlaka dikkat etmesi gerekenler arasında ilk olarak korunmasız cinsel ilişkiye girilmemesi yer almaktadır. Kişisel olarak kullanılan hiçbir nesne bir başkası ile paylaşılmamalıdır. Enfeksiyonun bulaşmasını önlemek adına birlikte aynı yaşam alanını paylaşan kişilerin aşı olmasını sağlamak önem taşımaktadır. Hepatit B hastaları için özel bir beslenme şekli düzenlenmemektedir ancak dengeli beslenmeye özen gösterilmesi önemlidir. Karaciğer hasarına sebep olan bu hastalıkta alkolden kaçınılması gerekmektedir. Çocukları olan ebeveynler aşı takvimlerini düzenli olarak takip etmelidirler.

    Hepatit B Virüsünün Yaş ile İlgisi

    Hepatit B virüsüne maruz kalmış bireylerin enfeksiyonun kronikleşmesi sonucundan ilerleyici sonuçlar doğurabilmesi nedeni ile yaş ile ters orantılı bir durumdadır. Anneden HBV virüsü bulaşan bebeklerin % 90’ı, 1- 5 yaş aralığındaki Hepatit B virüsü ile enfektesi olmuş çocukların da % 30- 50’si kronik olarak enfekte olmuş olurlar. Yetişkin bireylerde kronik olan bir Hepatit B virüsü enfeksiyonu gelişme risk aralığı yaklaşık olarak % 5' tir. Bu sebeple bebeklik ve çocukluk dönemlerinde aşılama önem taşımaktadır.

    Bebeklerde Hepatit B Aşısı Uygulama Takvimi Nasıldır?

    Bebeklerde uygulanacak olan ilk doz doğumda ilk 72 saat aralığında tercihen 24 saat içinde uygulanmalıdır.1. ayın sonunda yapılacak olan  2. doz ve 6. ayın sonunda da 3. doz uygulaması bunu takip eder.

    Gebe Kadınlarda Hepatit Taraması Yapılmalı mıdır?

    Yeni doğacak bebeklerin  yakın temas sonrasında tedavisinin gereklilikleri belirlenmesi amacıyla, tüm gebe kadınlara doğum öncesinde HBsAg uygulanmalıdır. Hepatit B virüsü açısından risk altında olan kadınlara ve bu enfeksiyonu geçiren kadınlara doğum dönemlerinde mutlaka gerekli testler uygulanmalıdır. Doğum öncesi yapılacak olan bu testler aracılığı ile gerekli süreçlerin işleme alınması anne ve bebeğinin ileriki yaşamı açısından önem taşımaktadır.

    Aşının Etkinliği

    3 doz olarak uygulanan Hepatit B  aşısından sonra yetişkin bireylerin % 90’dan fazlasında ve 19 yaş aralığına kadar olan bireylerin % 95’inde olumlu yanıtlar alınmaktadır. Yaşa bağlı olarak değişiklikler gözlemlenebilmektedir.40 yaşından sonraki vakaların yaklaşık olarak %90 civarında antikor cevabı verirken 60 yaş üzerinde %75 oranında  bağışıklık oluşabilmektedir.

    Hepatit B Virüsü Hangi Yollar İle Bulaşmaz?

    Hepatit B virüsünün halk arasında yanlış olarak bilinen bazı bulaşma yolları vardır. Hepatit B virüsü aynı tabaktan yemek yeme, ortak su tüketimi gibi yollarla bulaşmaz. Aynı zamanda sarılma, tokalaşma gibi temas yolları ile de bulaşmamaktadır. Ortak kullanım alanı olarak kullanılan tuvaletler, havuz ya da araç gibi alanlar ile Hepatit B virüsünün bulaştığı gözlemlenmemiştir.

    Hepatit B'den Korunmak Mümkün Müdür ?

    Hepatit B virüsü eğer ki vücuda daha önce hiç girmemişse bu virüsten korunmak kesinlikle mümkün olan bir hastalıktır. En etkili olacak korunma yöntemi de aşılanmadır. Aşının korucuyu özelliği %90-95 aralığındadır.

     

    "Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz."

    Yazar Hakkında

    Tıbbi Yayın Kurulu

    Tıbbi Yayın Kurulu

    tarafından 21.11.2020 tarihinde onaylandı.

    İletişim Formu

    Yazar Hakkında

    Tıbbi Yayın Kurulu

    Tıbbi Yayın Kurulu

    tarafından 21.11.2020 tarihinde onaylandı.