Covid 19 Sonrası Bakım
Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

Covid 19 Sonrası Bakım

    Covid 19 Nedir ?

    Çin’in Wuhan şehrinde, 2019 yılının Aralık ayı itibariyle ilk kez görülmeye başlanmış, bölgedeki yetkililerin tanımladığı gayri resmi olan bilgilere göre Wuhan koronavirüsü adıyla da bilinen yeni coronavirüsün solunum yolu enfeksiyonuna neden olan ve insana geçen bulaşıcı virüstür. Dünya Sağlık Örgütü aracılığıyla virüsün resmi ismi SARS CoV 2, şiddetli bir akut solunumu sendromu coronavirus 2 olarak adlandırılır. Sağlık Örgütü virüsün sebep olduğu hastalığı tanımlamak için Covid-19 terimini kullanmaktadır. 30 Ocak 2020 yılında Covid-19, Dünya Sağlık Örgütü tarafından küresel sağlık acil durumu ilan edilmiştir. 11 Mart 2020 yılında ise virüsün pandemi, yani küresel bir salgın hastalık olarak ilan edilmiştir.

    Covid 19 Belirtileri Nelerdir ?

    Yeni koronavirüs enfeksiyonunun belirtileri arasında; öksürük, nefes darlığı, ateş ve solunumda güçlük bulunur. Ağır vakalardaki enfeksiyonların zatürre, böbrek yetmezliği, akut solunum yetmezliği ve hatta ölüme neden olabilir. Bütün virüs türlerinde olduğu gibi zaman içerisinde evrimleşmekte olan coronavirüsler 2002 tarihinden beri grip benzeri belirtiler göstermiş, sağlıkla ilgili ciddi sorunlara neden olmaya başlamıştır. Corona virüsün insanlar ve hayvanlar arasında bulaşma riski taşıyan, yani zoonotik virüslerdir. Geçmiş yıllarda MERS ismi ile bilinen Ortadoğu Solunum Sendromu’nun develerden, SARS adı ile bilinen Şiddetli Akut Solunum Sendromu’nun da misk kedilerinden insana bulaştığı düşünülmektedir.

    Covid 19 Belirtileri 

    Corona virüs enfeksiyonunda yayılmanın önlenmesi için standart öneriler arasında düzenli olarak alkollü el dezenfektanları ya da su ve sabunla ellerin yıkanması, öksürme ve hapşırma esnasında ağız ve burnun mendil ya da dirsek içiyle kapatılması, bu belirtileri gösteren kişiler ile yaklaşmaktan kaçınması gerekir. Kullandığınız mendilin derhal çöpe atılması gereklidir. Corona virüsün belirtileri arasından en çok karşılaşılan belirtiler ise birkaç gün devam etmekte olan baş ağrısı, yüksek ateş ve kuru öksürük olarak bilinir. Ama bazı hastalarda aşağıdaki semptomlar gözlemlenir; nefes darlığı, balgamlı öksürük, kas ve eklem ağrıları, iştahsızlık, boğaz ağrısı, mide bulantısı veya kusma, burun akıntısı, baş ağrısı, ağır solunum yetmezliği, böbrek yetmezliği vb. durumlar da corona virus belirtileri arasında yer alır. Corona virüs belirtilerini gösteren insanların ilgili sağlık kurumları aracılığıyla, çevresinde bulunan kişilere bulaştırmamak için maske takarak, mesafe bırakarak ve temizlik önlemleri alması gerekmektedir.

    Covid-19 hastalığında en çok ortaya çıkan belirtiler:

    • Ateş, (39 derece ve üstü)
    • Öksürük,
    • Halsizlik,
    • Nefes darlığı.

    Covid-19 hastalığında daha az karşılaşılan belirtiler:

    • Burun akıntısı ve burunda tıkanıklık,

    • Boğazda ağrı,

    • Başın ağrıması,

    • Kasın ağrıması ve iskelet sistemiyle ilgili diğer ağrılar,

    • İshal,

    • Üşüme, titreme,

    • Tat ve koku duyusunda kayıp.

    Hastalığın seyriyle ilgili gözlem ve analiz yapan bazı uzman doktorlar Covid-19 hastalığının seyri sırasında ortaya çıkan solunum sistemiyle ilgili şikayetlerin, hastalığın 2. haftasından itibaren ağır olabileceğini söylemektedir. Dünya Sağlık Örgütü' ne göre hastalığa yakalanmış olan her 5 kişiden 1’inde Covid-19 hastalığının seyri ağır olabilmektedir. Bu bireyler için zatürre ve solunum yetmezliği gibi durumlar sebebiyle mekanik ventilasyon ile oksijen desteği gerekebilir.

    Covid 19' un Bulaşma Yolları

    Corona virüs, solunum yolu ile bulaşmaktadır; hasta olan kişinin öksürmesi, konuşması, hapşırması, nefes almasıyla bulaşabilir. Hasta bir kişi ile temas süresi arttıkça ve bireylerin birbirleri ile fiziksel mesafe azalması covid 19' un bulaşma riski artmaktadır. Hava yolu ile bulaşması özellikle; korolar, ofisler, ibadethaneleri, spor salonları, restoranlar ve gece kulüpleri vb. yüksek risk içeren kapalı olan alanlarda havalandırmanın az ve kalabalık olması durumu ortaya çıkmaktadır. Sosyal mesafe uygulamasıyla kumaş yüz maskeleri, cerrahi maskeler ve solunum maskeleriyle yüzü kaplayan maskelerin takılması damlacık yoluyla virüsün bulaşmasını kontrol altına alma yöntemlerindendir. Enfekte olan birileri tarafından, enfekte edilmiş olan kişilerin sayısı genellikle değişkenlik göstermektedir; 2020 Eylül ayı itibari ile enfekte bir kişinin ortalama olarak 2 veya 3 kişiyi enfekte edebileceği tahmin edilmektedir.

    Aynı şekilde hasta olan kişi el hijyenine önem vermeli ve sekresyonları ile teması sonrası çevresindeki nesnelere dokunmasıyla virüsün partiküllerinin etrafa saçılmasına sebep olabiliceği için dikkatli edilmelidir. Enfekte yüzeylere temas edilmesi bulaşmda yüzeyin tipi, ortamın sıcaklığını ve nem gibi çeşitli faktörler de rol oynamaktadır. Şüpheli yüzeylerde temizlenmesi uzmanlar aracılığıyla önerilmiş olan temizlik yöntemleri kullanılır.

    Covid 19 Tedavi Yolları

    Covid-19'u tedavisinde kullanmak için araştırmalar yapılmış, bazılarıysa klinik araştırmalarda kullanılmaktadır. 2020 Mart ayı itibari ile remdesivirin etkinli olduğuna dair belirsiz kanıtlar bulunmaktadır. Remdesivir, SARS COV 2' nin vitro inhibe etmektedir. İtalya, ABD ve Çin' de faz 3' ün klinik araştırmaları gerçekleştirilmektedir. Sıtmayı tedavi etmede kullanılan klorokin 2020 yılının Şubat ayında Çin'de tedavi için araştırma yapılmış, ilk sonuçlara göre madde etkin olmuştur.. Klorokin ve hidroksiklorokin, ikinci madde daha da güçlü ve güvenli olacak biçimde SARS COV 2'yi in vitro inhibe etmektedir. Klorokinin COVID 2019 ile ilişkili pnömoni tedavisinde, akciğer filmindeki bulgular hastayı iyileştirdiği, negatif testleriyle de teşvik etmekte ve hastalık süresini kısalttığı belirtilmiştir.

    Covid 19 PCR Testi Değerlendirmesi

    Klinik çalışma, SARS COV 2'ye sahip olduğu PCR testleriyle doğrulanmış olan 36 denek değerlendirmiştir. Deneklerden 20'si ilaçlardan birini ya da her ikisini de, geri kalan 16'sı ise plasebo ilaçları almıştır. Altı günden sonra PCR testlerinde virüsün sonucunun negatif çıkması, hem azitromisin hem de hidroksiklorokin ile tedavi edilmiş vakaların %100'ünde, sadece hidroksiklorokinin verilen hastaların %57,1'inde, kontrol grubunda ise %12,5'inde görüldüğü rapor edilmiştir. 2020 tarihinde bir dergide yayımlanmış olan randomize ilgili kontrollü çalışma, kombine lopinavir ve ritonavir tedavisinin Covid-19'a karşı etkili olmadığı belirlenmiş, bu ilaç kombinasyonlarının, tek başına standart hastane bakımıyla kıyaslandığında hastanede kalma süresinde kısalmaya ya da daha iyi sonuçlara yol açmadığı açıklamıştır. 2020 yılının Şubat ayında Favipiravir, Covid-19 hastalığının deneysel tedavisi incelenmektedir. 80 kişinin olduğu küçük bir araştırma sonuçlarına göre favipiravir, lopinavir ve ritonavir kombinesine göre Covid-19 tedavisi için daha etkili yöntemidir. 17 Mart 2020 tarihinde Çinli yetkililerin yapmış olduğu bir açıklamayla ilacın Shenzhen ve Wuhan' da meydana gelen vakaların tedavisinde etkili olduğu açıklanmıştır.

    Covid 19 Tedavi Yöntemleri:

    Yüzüstü yatırma; Covid-19 hastalarını yüzüstü bir şekilde yatırıldığında daha rahat nefes almaktadırlar. Bu yöntem salgının başlarından beri dünya genelinde bulunan, bütün hastanelerde uygulanıyor. Bu sayede bazı hastalar solunum cihazına ihtiyaç duymazlar.

    Solunum cihazı; ölümcül solunum yollarıyla ilgili hastalıklarda solunum cihazından destek alabilmek o bireyler için hayati önem taşımaktadır. Bazı hastalar burunlarına bağlanmış olan oksijen tüpleri ile destek alırken, bazılarına ise solunum yollarından geçen borular takıldı.

    Plazma transferi; bu tedavi yöntemi biurçok test aşamasından geçmesi gerekiyor. Doktorlar bu yöntemi yüz yıl önce grip hastalarında, grip tedavisinde hastaları iyileştirmek için iyileşmiş bireylerden alınan plazmalar ile transfer ettiğinde daha kolay geliştiklerini fark etmişler. Şimdiler de iyileşmiş Covid-19 hastalarından alınan ve virüse karşı antikor içeren plazma ile corona virüse karşı kullanılmaktadır.

    Plazma transferi başlarda hastaların tedavisinde kullanılmış olsa da uzmanlar henüz bu yöntemin hangi hastalar için ne kadar işe yaradığı konusunda yeterli bilgi bulunmadığını söylüyor.

    İnterferonlar; hücrelerimizin virüse karşı doğal bir tepki olarak interferon moleküllerini üretir. Bunlar sentetik versiyonlarıyla enjekte edilmekte, bazı bağışıklık sistemi hastalıklarının standart bir tedavi yöntemi olarak uygulanıyor. Fareler üzerinde ve hücrelerde yapılan ilk çalışmalara göre, bunun Covid-19 hastalarında yardımcı olabilmektedir. Bu moleküller hasta olmamış kişilerin hastalanmasını önlediğine dair bulgular da vardır.

    COVID 19 Sonrası Bakım

    Covid-19 sonrası bakım, hastaların solunum sorunu, fiziksel ve psikolojik işlevlerinin bozulmasına yol açan bulaşıcılığı olan bir solunum yolu enfeksiyonudur. Corona virüsün klinik özellikleri, korunma yolları ve tedavisi henüz belirlenmemiştir. Corona virüs enfeksiyonunu geçirmiş olan hastalarda solunum ve fiziksel bozukluklar gelişebilir. Uzun süre yoğun bakım servisinde kalan hastaların kaslarında kuvvet azalması, yürüme problemi ve denge fonksiyonlarının bozulması, akciğer ve kalp gibi ciddi sorunlar meydana gelmektedir. Enfeksiyonu geçiren ve aktif hastalık dönemi bitmiş olan hastalarda fizik tedavi ve rehabilitasyona ihtiyaç duyulmaktadır.

    Bu sebeple Covid-19 enfeksiyonu geçirmiş olan hastaların kalp, solunum ve fiziksel fonksiyonlarının tam anlamı ile geri kazanmaları için uzman doktorlarımız ve fizyoterapistlerimiz ile birlikte Covid-19 sonrası fizik tedavi görmeleri gerekir.

    Covid-19 sonrası bakım, fizik tedavi ve rehabilitasyon programında:

    • Akciğer Rehabilitasyon
    • Kalp Rehabilitasyon
    • Kuvvet, denge ve endurans rehabilitasyonu içermektedir.

    Siz veya yakınlarınız covid-19 geçirmiş ise vücut fonksiyonlarınızın geri kazanımını ve virüsün verdiği hasarların tam anlamı ile onarılması için covid-19 sonrası fizik tedavi programı öneriyoruz.

    Covid 19 ve Beslenme 

    Coronavirüs hastaların vücutlarındaki eski dirençlerini tekrar kazanabilmeleri için neler yapılmalıdır, ilk olarak sağlıklı ve dengeli  beslenimelidir. Hastalık zamanlarında insanların beslenme düzeni bozuluyor. Bulantı, iştahsızlık veya hastalığa bağlı gelişmekte olan ishal gibi sebepler, vücudun ihtiyacı olan mineraller, vitaminler ve sıvı kayıpları olmaktadır. B vitamini, D vitamini, E vitamini, C vitamini, omega 3 ve çinko bağışıklığınızı tekrar onarıp ve tekrar güçlendirmek için çok önemlidir. Yağlı yiyecekler ve karbonhidratlardan uzak durulması gerekir. Bu yiyecekler hem karaciğeri yormaktadır hem de enfeksiyon sonrasında vücutta dengenin bozulmasına yol açar. Bunlar yerine daha çok meyve, sebze, tavuk ve balık yemenizi öneriyoruz.

    Covid 19 ve Sıvı Tüketimi

    Corona Virüsü geçirirken veya sonrasında hastaların sıvı almaları gerekir. Karaciğeri, akciğerleri ve böbreklerinizi hastalıktan sonrada sıvı alımı ile desteklenmelidir. Gün içerisinde 2 veya 2,5 litre su içilmeli. Alkol ve sigaradan uzak durulmalı. Bağırsak sistemi ve düzenini sağlıklı tutabildiğimiz sürece vücut direncinin ve bağışıklık sisteminin dayanıklı olması sağlanır. Bol miktarda lif, vitamin ve mineral alabilmek için taze meyveleri, sebzeleri ve mevsim yeşilliklerini tüketebilir, bunlarn yanında  süt ve süt ürünlerinden oluşan kefir, peynir, yoğurt, kaşar peyniri, süt ve ayrana yer verebilirsiniz. Hastalığı yeni atlatmış olan kişilerin, ilk zamanlarda kendilerini yormamaları gerekir, yavaş yavaş egzersizleri yapmaya başlamaları gerekmektedir. Egzersizler hem akciğerdeki hem de vücuttaki toksinlerin atılması ve diğer organların dengesinin sağlaması açısından büyük önem taşımaktadır.

    Covid 19 sonrası bakıma, ihtiyaç duyan kişilerde kaygı ve stres bozukluğu görülebilmektedir. Kaygı ve endişe bu zor dönemlerde bağışıklık sisteminizin, vücudunuzun direncini negatif biçimde etkiler. Tedbirlerinizi alarak yaşam tarzınıza dikkat edebilirsiniz. Kaygı ve stresi aşmak için çeşitli aktivitelerde yer alınmalıdır. Hastalık ile ilgili negatif düşünceleri dinlemek yerine  güzel aktiviteler ve hobilerde yer alabilirler. Bunları uyguladıklarında bağışıklık sistemlerini daha çabuk toparlayıp güçlendirir, o sıkıntılı günleri daha çabuk aşabilirler. Tükettiğiniz gıdaların yanı sıra uyku düzeniniz de önemlidir. Yetişkin bir bireyin 7 veya 8 saat uyku uyuması gerekir. Dokuz saatin üstünde uyku uyuyan bir bireyin metabolik hastalık riski artmaktadır. Gece karanlığıyla beraber vücudun uykuya hazırlanmasını sağlayan melatonin hormonu salgılanır. Bu hormonun sentezi için serotoni hormonun üretimine ihtiyacı vardır. Bu sebeple serotonin üretimi için triptofan alımına ihtiyaç duyulmaktadır. Triptofan vücutta sağlanamadığından, ancak yiyecekler ile alınması gerekir. Tofu, ananas, peynir, yumurta, yoğurt, tarhana, somon, sert kabuklu kuruyemişler triptofan bakımından zengin besinlerdir. Dolayısıyla tükettiğimiz gıdaların ve uyku düzeninin bozulmasıyla obeziteyi hızlandırmak için, aynı zamanda ruh sağlığınızı etkileyebileceğini unutmayınız.

    Coronavirüs İçin Risk Taşıyan Kişiler ?

    Dünya Sağlık Örgütü’ne göre canlı hayvanlar ile uğraşanlar genellikle Uzak Doğu bölgelerinde yaşayan bireyler büyük risk altındadırlar. Hasta olmuş kişiler ile yakın temas kurmuş olan kişilerin aile bireylerinin ve sağlık görevlilerinin de yine coronavirüsün risk grubunda yer almaktadır. Ölüm oranlarında ise 65 yaş üstü grup daha fazla risk altındadır.

    İleri yaşlarda ve çeşitli kronik hastalıkların sorunlarına sahip kişilerde yeni tip corona virüs sebebiyle meydana gelen Covid-19 hastalığı seyri ile ilgili ağır olabilecek grubu oluştururlar. Ağır seyrin nedenleri arasında birçok hastalık yer alır:

    • Kalp yetmezliğinii, koroner arter hastalıklarını ve kardiyomyopatiler vb. ciddi kalp rahatsızlıklar,
    • Böbrek hastalıklarını,
    • KOAH hastalığı,
    • Vücut kitle indeksi 30 ve üzerinde olması, obezite hastaları,
    • Orak hücreli anemi hastalığı,
    • Bireylerin bağışıklık sistemi üzerinde olumsuz şekilde etki eden organların nakli gibi durumlar,
    • Tip 2 şeker hastalığı.

    18 ve 34 yaş arasındaki kişilerde ise hastalık tehlikeli bir şekilde ilerlemesi bakımından risk altında olabilirler. Bu yaş grubunda olan kişilerin yaklaşık olarak %20’sinde yoğun bakım ihtiyacı olduğu ortaya çıkar. Bu yaş gruplarında olan her 10 kişiden 1’inde mekanik ventilasyonla solunumun sağlanması gerekebilir. Bazı gelişmiş toplumlarda sağlıksız gıdalar ile beslenmeleri sebebiyle obezite ciddi bir sağlık sorunudur. Covid-19 ve obezitenin aynı hastada olması, hastanın damar içi pıhtı oluşumu hastalığına yaktınlığını artırdığından yeni tip corona virüse bağlı oluşan hastalığın seyrinide olumsuz yönde etkileyebilmektedir.

    "Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz."

    Yazar Hakkında

    Tıbbi Yayın Kurulu

    Tıbbi Yayın Kurulu

    tarafından 15.02.2021 tarihinde onaylandı.

    İletişim Formu

     
       
     
     
    AlaettinPAHSA
    Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

    Prof. Dr.

    Alaettin PAHSA

    Koru Sincan Hastanesi

    AliÖZÖN
    Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji

    Uzm. Dr.

    Ali ÖZÖN

    Koru Ankara Hastanesi