Aort Yetmezliği
Kardiyoloji

Aort Yetmezliği

    Aort Yetmezliği Nedir ?

    Aort yetmezliği, Kalbin büyümesine yol açan bir hastalık olmaktadır. Aort yetmezliğinin ilerleyen dönemlerinde bayılma atakları ve göğüs ağrısı ortaya çıkmaktadır. Kalbin çok ileri derecede büyüdüğü durumlarda da ani ölün riskleri ortaya çıkar.

    Aort Yetmezliği Tanısı Nasıl Konur ?

    Aort yetmezliğinin derecesi önemlidir ve aort yetmezliğinin derecesine göre kalp büyümektedir. Ekokardiyografi ile organ yetmezliğinin tanısı kesin bir şekilde konmaktadır. Böylece, kapaktaki yetmezliğin derecesi belirlenir. Koroner anjiografisi, kateterizasyon, göğüs ağrısı olan kişilere ve 40 yaşına geçmiş olan hastalara ekokardiyografi yapılması gerekmektedir. Bununla birlikte, ani gelişen aort yetmezliği vakaları da olabilir. Eğer ani gelişen bir aort yetmezliği vakası varsa acil cerrahi uygulanması gerekir.

    Aort yetmezliği hastalığında, eğer aort kapağının kalitesi iyi fakat aort kapağı halkasının büyümesinden kaynaklı bir aort yetmezliği var ise bu gibi hastalarda aort kapağı korunarak tedavi uygulanmaktadır. Aort yetmezliği tedavisinde öncelikle, Aort kapağı tamir edilmeye çalışılır. Eğer aort kapağının tamir edilmesi mümkün değilse bu durumda kalp kapağı takılır.

    Aort Yetmezliği Nedir?

    Aort kapağı, aort ile sol ventrikül arasında bulunmaktadır. Aort kapağı 3 yaprakçıktan oluşmaktadır. Yaprakçıklara küspis adı verilir. Aort yetmezliği ise kapakçıkların birçok sebeple tam olarak kapanmaması sebebiyle kanın tekrar sol ventriküle geri gelmesi ve böylece kanın iletilmemesi sonucu sol ventrikülün yükünün artmış olmasıdır. Aort yetmezliğinde bir geri kaçış miktarı vardır. Bu geri geri kaçış miktarına göre derecelendirmeler olmaktadır. 1. 2. 3. derece ya da 4. derece gibi dereceler bulunmaktadır. Eğer aort yetmezliğinde dereceler artarsa bu durum aort yetmezliğinin daha fazla olduğunu gösterir.

    Aort Yetmezliğinin Nedenleri

    Aort yetmezliği hastalığına yol açan başlıca sebepler şunlardır:

    • Yaprakçıkların anormal şekilde olması
    • Yaprakçıkların hasar görmüş olması. Yani yaprakçıkların yırtılması ya da deformasyona uğraması
    • Küçük darbelerle yırtılması
    • Romatizmal kalp hastalığı
    • Kalbin iç zarının iltihabı şeklinde olmaktadır.

    Bununla birlikte, aort yetmezliğinin en yaygın görülen sebeplerinden birisi akut eklem romatizmasıdır. Ayrıca doğuştan aort kapağının 2 yaprakçıklı olması gibi bir problem yaygın görülen sebepler arasında olmaktadır. Eğer eklem ve romatizmadan kaynaklı bir aort yetmezliği var ise bu durumda aort kapağı kalınlaşmaktadır. Bu durum kalp büyümesine yol açar. Daha sonra kalp yetmezliği ortaya çıkar. Her iki durumda da kalp kapağının yaprakçığı deforme olduğu için kalbin pompalaması engellenir. Bu yüzden en kısa sürede tanı konularak ameliyat yapılması gerekir. Bununla birlikte, aort yetmezliği travma sonrasında da görülebilir. Yani, düşme, trafik kazası ya da göğüs bölgesinden yararlanma gibi sebeplerle yaprakçıklar yırtılabilir ya da bozulabilir. Bu da kalp yetmezliğine yol açmaktadır. Enfeksiyon, travma, doğuştan gelen sebepler, romatizmal sebeplerle ateş, aort yetmezliğine sebep olan başlıca faktörlerdir.

    Bunun yanı sıra, aort yetmezliğine yol açan faktörler her ülkeye göre farklılık göstermektedir. Gelişmekte olan ülkelerde aort yetmezliğinin sebepleri arasında en fazla görülen faktör romatizmal kalp hastalığıdır. Gelişmiş olan ülkelerde ise aort yetmezliğinin ortaya çıkmasının en önemli sebebi aort kökünde meydana gelen genişlemeler ve aort kapağının 2 yaprakçığının oluşması sorunlarıdır. Bununla birlikte, aort kapağının 2 yaprakçığının oluşması durumuna bir küspit adı verilmektedir. Biküspit aort kapağı ise aort darlığına yol açmaktadır. Eğer aort yetmezliği sebebiyle romatizmal kalp hastalıkları ise bu durumda diğer kapaklar örneği mitral kapakta etkilenmektedir. Bununla birlikte aort yetmezliği aort darlığına yol açmaktadır. Yani yetmezlik ve darlık birlikte ortaya çıkabilir.

    Aort Yetmezliği Belirtileri Nelerdir?

    Hastaların şikayetleri ve aort yetmezliğinin belirtilerinde hastalığın derecesi önemlidir. 1. Derece hafif bir aort yetmezliğinde hastanın şikayetleri çok belirgin şekilde değildir. Aort yetmezliğinin derecesinin artması kanın büyük bir miktarının geri gelmesi anlamına gelmektedir. Bu yüzden de sol ventrikül yorulur ve genişler. Bu yüzden kasılma gücü azalır. Genellikle şikayetler kalbin atışının sarsıcı bir şekilde hissedilmesi olmaktadır. Bu şikayetler özellikle yatar pozisyondayken olabilir ya da sol tarafa dönüldüğünde artar. Dolayısıyla aort yetmezliği ilerledikçe ve had sayfalara geldiği zaman çok çabuk yorulma ve halsizlik görülmektedir. Ayrıca kalp yetmezliği de bununla birlikte ortaya çıkmaktadır. En Önemli belirtileri Şunlardır:

    • Çarpıntı hissi.
    • Yorgunluk
    • Kalp ritminde düzensizlik.
    • Nefes darlığı
    • Kalpte üfürüm duyulması

    Aort Yetmezliği Tanısı Nasıl Konulur?

    Aort yetmezliğinde kalp sesleri oldukça önemlidir ve kalp seslerinin tipik özellikleri bulunmaktadır. Bu yüzden hastaların kalp sesi dinlenir ve kalp sesleri dinlenerek birçok tanı belirlenebilir. Tanıyı netleştirmek için basınç ve arka kapak alanı sol ventrikülün performansının ölçülmesi için eko bilgisine ihtiyaç bulunmaktadır. Bu yüzden ekokardiyografi çekilmektedir.

    Aort Yetmezliğinin Tedavisi Nasıl Yapılır?

    Aort yetmezliği hastalığının tedavisi nasıl yapılmaktadır? Aort yetmezliğinin tedavisi derecelere göre belirlenmektedir. Uygun bir tedavi her hastaya göre farklılaşmaktadır. Aort yetmezliğinin hafif dereceli olduğu durumlardaki hastalar için bazı ilaçlar verilmektedir ve böylece hastalar izlenmeye başlar. Eğer hastanın yaşamış olduğu aort yetmezliği sebebiyle sol ventrikül büyümeye ve bozulmaya başlarsa bu durumda cerrahi yöntemler kullanılarak kapak değiştirilmektedir. Yeni konulan kapak, protez kapak olmaktadır. Bununla birlikte, dayanıklı bir kapak olduğu için metalik protez kapak tercih edilmektedir. Böylece hastanın ömür boyu kan sulandırıcı varfarin ilacını kullanması gerekir. Bazı hastalarda ise plastik kapak yerine biyolojik kapak kullanılmaktadır.

    Aort Kapağı Nedir?

    Aort kapağı kanın geçtiği bir vana olmaktadır. Aort kapağı kanın kalbe doğru geri akmasını önleyen valfdir. Aort kapağında bir sıkıntı varsa kan kalbe geri akmaya başlar. Bu da beraberinde sorunları getirir.

    Aort Yetmezliğinin Aşamaları

    Aşama A: Bu hafif dereceli bir aort yetmezliği olmaktadır. Bu hastalarda aort yetersizliği gelişme riski vardır fakat henüz aort yetmezliği tam oluşmamıştır. Kapakta enfeksiyon öyküsü olabilir ya da daha önceden geçirmiş olduğu romatizmal kalp hastalığı olabilir. Ayrıca doğuştan kapak anomalisi ile doğmuş olabilir. Biküspit aort kapağı olmuş olabilir. Bu sorunları yaşayan hastalar bu grupta değerlendirilmektedir.

    Evre B: Hafif ve orta derecede aort yetmezliği söz konusudur. Herhangi bir şikâyet ya da belirti yoktur. Kalp fonksiyonu normaldir. Bununla birlikte, kalp çok fazla genişlemiştir.

    Evre C: Hastalarda pek fazla şikâyet görülmez. Fakat kalp kapağı sızdırmaya başlamıştır.

    Evre D: Aort yetmezliği ileri derecede olmaktadır. Aort kapağı önemli derecede sızıntı yapar. Belirtileri görünür. Kalp genişler. Bu durumdaki hastaların belirtileri ise halsizlik, yorgunluk ve nefes darlığıdır.

    Aort Kapak Yetmezliğinde Tedavi Süreci

    Aort kapak yetmezliğinde koltuk altı cerrahi tekniği kullanılmaktadır. Aort kapak yetmezliği için yapılan kapak ameliyatlarında, kaburgalar arasından sağ koltuk altından, kas ve kemik kesmeden mini bir kesi ile işlemler gerçekleştirilmektedir. Koltuk altından cerrahi teknik ile kapalı ameliyat yapılmasının avantajları şunlardır:

    • Ameliyat sonrası daha az ağrı ortaya çıkmaktadır.
    • Hasta ameliyat sonrasında daha hızlı iyileşir.
    • Hastanede kalış süresi daha kısadır
    • Yoğun bakım süresi daha kısadır
    • Kan transfüzyon ihtiyacı azalmaktadır
    • Ameliyattan sonra hasta istediği pozisyonda yatabilir.
    • Uzun süre sırt üstü yatmak zorunda kalmaz.
    • Uyku apnesi olan ya da aşırı kilolu olan hastalar, uyuyamayan hastalar, sırt üstü yatırmayan hastalar, uzun süre sırt üstü yatmak zorunda olmadıkları için kapalı ameliyat oldukça büyük bir rahatlık ve konfor sağlamaktadır
    • Ameliyattan sonra hasta tek başına yardım almadan yataktan kalkabilir.
    • Ayrıca hasta kendi hareketlerini kendisi yaparak yatağa yatabilir. Bununla birlikte, hasta öksürdüğü zaman göğüs kemiğinin açılma riski de bulunmamaktadır.
    • Bu teknikte, aşırı kilolu olan, kemik erimesi olan ve yaşlı olan hastalarda göğüs kemiğinin açılma riski ortaya çıkmamaktadır. Çünkü bu teknik kapalı bir teknik olduğu için kemik kesilmez. Yöntem, koltuk altı cerrahisi ile yapılmaktadır.
    • Ameliyattan sonra yara yeri oldukça çabuk bir şekilde iyileşmektedir.
    • Kemikler kesilmediği için enfeksiyon riski de düşük olmaktadır.
    • Hasta erken taburcu olmaktadır.
    • Kapalı ameliyattan sonra hasta normal hayatına daha hızlı dönmektedir.
    • Ameliyattan sonra hasta uçağa binebilir.
    • Ameliyattan sonra hasta otomobilde sürücü koltuğuna dahi oturabilir. Emniyet kemeri takmasında bir sakınca bulunmamaktadır.
    • Ameliyattan sonra hasta ağır kaldırabilir. Kollarını rahatça kullanabilir ve yüzebilir.
    • Ameliyat yeri koltuk altı için, yara izi, kolay kolay görünen bir yerde değildir
    • Kozmetik sonuç açısından da daha iyi ve etkili bir ameliyat olmaktadır.

    Aort Kapak Yetmezliğinde Dereceler

    Aort yetmezliği hafif şiddetli olduğu durumlarda, hastalarda semptom görünmez. Hatta birçok kişide tesadüfen bile aort yetmezliği bulunmaktadır. Hafif aort yetmezliği yaşayan hastalarda kalp genişlemez. Orta düzeyde aortta yetersizlik yaşayan hastalarda da çok fazla semptom bulunmamaktadır. Kalp biraz büyümektedir. Orta düzeyde aort kapağı yetmezliği bulunan hastaların takip edilmesi ve izlenmesi gerekmektedir. Aort yetersizliği şiddetli ise semptomları ortaya çıkmaktadır ve kalp genişlemektedir. Kalp atışının başına sızan kan miktarı 60 cc den fazla olmaktadır. Aort yetersizliği şiddetli olan hastaların bazılarında Aort kapak replasmanı Yapılmaktadır. Bununla Birlikte, Aort yetmezliği olan hastalarda kan basıncı oldukça önemlidir.

     

    "Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz."

    Yazar Hakkında

    Tıbbi Yayın Kurulu

    Tıbbi Yayın Kurulu

    tarafından 28.01.2021 tarihinde onaylandı.

    İletişim Formu

     
       
     
     

    Yazar Hakkında

    Tıbbi Yayın Kurulu

    Tıbbi Yayın Kurulu

    tarafından 28.01.2021 tarihinde onaylandı.