Aort Hastalıklarında Endovasküler Tedavi
Kalp ve Damar Cerrahisi

Aort Hastalıklarında Endovasküler Tedavi

    Her geçen gün artarak gelişme gösteren tıp teknolojisi ve cerrahi işlemleri çeşitli hastalıkların çözümüne olanak sağlıyor. Bu olanaklardan biri de Aort hastalıklarında endovasküler tedavi. Kalbin sol tarafından çıkarak karın aşağısına uzanan ve dallanan en büyük atardamarımız aorttur. Kalp arası, diyaframın üstü ve altı, karın bölgesi gibi bölgelerde bulunur. Genişleyen, tabakalaşan ve tıkanan aort, bu bölgedeki hastalıkların sinyalcisi olur. Baloncuk şeklinde genişleyen ve kan damarları duvarlarında bulunan Anevrizma, çoğunlukla aort arterine yerleşir. Bu yerleşim sonucunda aort anevrizması oluşur. Aort anevrizması sonucu genişleyen baloncuk patlayarak kişide kanamalara, damar yırtılmalarına ve ölüme sebebiyet verir. Bu sebebiyeti engellemek için de çeşitli aort hastalıkları tedavi yöntemlerine başvurulur.

    Aort Nedir?

    Kalbin sol tarafından çıkarak aşağı inildikçe çapı azalan, atardamarların organlara giderken çıktığı en kalın atardamardır. Kalpten çıkarak torasik ve abdominal gibi iki önemli dala ayrılır. Karnın altında ve bacaklarda aort atardamarları görülür. Beş adet parçaya bölünür. Bunlar:

    1) Asendon Aort

    2) Torasik Aort

    3) Abdominal Aort

    4) Desandon Aort

    5) Aort Arkı

    Aort hastalıklarında endovasküler tedavi için bu bölümleri bilmek önemlidir. Bu aortlar kanı vücut bölgelerine taşırlar. Hepsinin bulunma yeri ve işlevleri farklıdır.

    Aort Hastalıkları Nelerdir?

    Aort hastalıklarında endovasküler tedavi her aort hastalığında kullanılmamaktadır. Genellikle aort anevrizması (damar genişlemesi) ve damar tıkanıklıkları rahatsızlığında bu tedavi yöntemi tercih edilmektedir. Sırasıyla aort hastalıkları:

    1) Damar Genişlemesine Bağlı Aort Hastalıkları (Anevrizma)

    2) Damar Tabakalarının Birbirinden Ayrılmasına Bağlı Aort Hastalıkları (Diseksiyon)

    3) Damar Tıkanması veya Daralmasına Bağlı Aort Hastalıkları

    Aort Diseksiyonu

    Aort diseksiyonu yani diğer adıyla aort yırtılması, ani ölümlere yol açan nadir bir hastalıktır. Tanılanmasının ve uygulanmasının hızlı yapılması gerekmektedir. Kadınlarda erkeklere nazaran daha sık görülmektedir. Göğüs ağrısı şeklinde betimlenen hastalıkta ağrı aslında yırtılmadan kaynaklanmaktadır. Damar sertliği ve damara binen yükün artması bu hastalığı tetiklemektedir. Genetik faktörler ve hormonal yapı da yine bu hastalığın etkenlerindendir. Hamile bir kadının vücudunda meydana gelen aort damarı değişimiyle aort diseksiyonu görülebilir. Aort hastalıklarında endovasküler tedavi aort disekyonu için gerekli değildir ve uygulanmaz. Nefes darlığı, terleme, bayılma ve kan basıncının artması gibi unsurlar karşısında kişi aort diseksiyonu tedbiriyle hızlıca tedavi edilmelidir. Bu tarz hastalıkların önceden saptanması mümkündür. Gerekli incelemeler yapıldığında kişinin damarında plak birikimi olup olmadığı saptanmalıdır. Damardaki yapısal farklılıklar ve gelişim bozuklukları belirlenirse erken tedavi yöntemleri uygulanabilir. Bu tedavi yöntemleri arasında kişinin düzenli spor yapmasını sayabiliriz. Tansiyonunu kontrol altına alıp sigara ve alkolden uzak durması da önemli çözümlerdendir. Eğer kişinin aort damarı yırtılmışsa acil olarak hastaneye kaldırılmalı ve yırtığın derecesi ve tipi hakkında bilgi sahibi olunmalıdır. Transözefagel ve anjiyografi gibi yöntemlere tanı için başvurulmalıdır.

    Endovasküler Tedavi Nedir?

    Genellikle cerrahi kesiler olmadan, lokal anestezi yöntemi ile uygulanan ve damarın içine girilerek gerçekleştirilen bir tedavi yöntemidir. Bu yöntem derin anestezi yapmaya çoğunlukla gerek duyulmaması ve hastanın iyileşmesine kolaylık sağlaması bakımından faydalıdır. Hastanın tedavi esnasında ve sonrasında kan kaybı ihtimalini azaltır ve can sağlığını koruma altına almış olur. Ayrıca cerrahi kesiler uygulanmadığı için kişi hastalık sürecini daha hızlı atlatır. Hasta 1-2 içerisinde hastaneden taburcu olabilmektedir. Aort hastalıklarında endovasküler tedavi aort damarındaki genişleme arttıkça ihtiyaç duyulan bir tedavi yöntemi olmuştur. Damar duvarlarındaki anevrizma, yerleştiği duvarın çapını arttırdığında patlama riski taşımasından kaynaklı endovasküler tedavi devreye girmektedir. Açık ameliyatın yanında çokça avantajları bulunan endovasküler tedavi aort rahatsızlıklarında sıkça tercih edilen bir tedavi yöntemi olmuştur. Özellikle abdominal aort anevrizmaları (karın içi aort) tedavisinde kullanılır. Endovasküler tedavinin birçok uygulama çeşidi vardır. Bunlar sırasıyla:

    1) Damar tıkanıklıklarını açmak için kullanılan Anjioplasti

    2) Damar duvarlarının çökmesini engellemek için kullanılan Stent

    3) Stentlerin PTFE maddesiyle kaplı ve balonlaşma tedavisi için kullanılan Stent-Greft

    4) Hastalıklı damarların tıkanmasını sağlayan Embolizasyon

    Yukarıdaki tedavi yöntemleri Aort hastalıklarında endovasküler tedavi çerçevesinde her geçen gün artmakta ve tıp teknolojisinin gelişmesiyle sağlık sektörüne kazandırılmaktadır.

    Aort Anevrizması ve Türleri

    Baloncuk şeklinde bulunan aort anevrizması, aort damarının zayıf olduğu alanda, 1,5 kat ve fazla şekilde genişlemeye başlayınca görülür. Aortun herhangi bir yerinde görülebilir ve hangi yerde görülüyorsa ona göre isimlendirilir. Anevrizma simetrik veya kese şeklinde genişleyebilir ve kan pıhtısı oluşturabilir. Aort anevrizmasının bilinen iki türü:

    1) Abdominal Aort Anevrizmaları (Aort karın içinden geçer)

    2) Torasik Aort Anevrizmaları (Aort göğüs bölgesinden geçer)

    Abdominal Aort Anevrizmaları en sık görülen aort anevrizmasıdır. Karın boşluğunda damar duvarlarının çapı 4 cm ve üzerinde olduğunda bu türün varlığı gözlemlenir. Karnın içinden geçer ve ultrasonografi yöntemiyle tespit edilir. Abdominal anevrizmalar Aort hastalıklarında endovasküler tedavi yönteminin en sık kullanıldığı anevrizma türüdür. Bu tür özellikle yüksek tansiyon hastası 50 yaş üstü erkeklerde görülür.  Kadınlarda erkeklere göre daha nadir gözlemlenir. Ancak kadınlarda aort damarı yırtılması daha yüksektir. Anevrizmanın çapı 4 cm'den 6 cm ve yukarısına çıkarsa aort damarının yırtılma tehlikesi artar. Bu anevrizma türünde diğer türlere nazaran ölüm oranı daha fazladır. Bu hastalığın tedavisinde en çok tercih edilen endovasküler tedavinin yanı sıra cerrahi kesinin devreye girdiği cerrahi tedavi ve medikal tedavi yer alır.

    Aort hastalıklarında endovasküler tedavi yöntemini kullanan bir diğer tür ise göğüs kafesinde meydana gelen baloncuklaşmalar ve genişlemeler ile oluşan Torasik Aort Anevrizmalarıdır. Aort damar duvarında oluşan bu anevrizma hastada birkaç semptom harici hiçbir belirti göstermez. Bilgisayarlı tomografi yöntemleri ile tespiti yapılabilir.

    Torasik Aort Anevrizmalarının Tedavi Yöntemleri

    1) Ameliyat ile Tedavi

    2) Endovasküler Stent Greft Tedavisi

    3) Açık Cerrahi Tedavisi

    Açık Cerrahi Tedavisinde göğüs kafesinde cerrahi kesiler yapılmaktadır. Endovasküler Sten Greft Tedavisinde ise cerrahi kesi uygulanmaz, göğüs kafesine kateter uygulaması yapılır.

    Aort Anevrizmaları Nasıl Ortaya Çıkar?

    Aort hastalıklarında endovasküler tedavi uygulanmadan önce aort anevrizmalarının nasıl ortaya çıktığını bilmek gerekmektedir. Kişinin sağlıksız yaşamı başta olmak üzere, genetik rahatsızlıklar ve vücut yapısının bozuklukları anevrizmalara sebep oluyor. Kişinin alkol ve sigara kullanımı, yüksek tansiyon hastası olması kişinin vücudunda bulunan damar duvarlarının seyrelmesine neden oluyor. Böylelikle hastada yürümekte zorlanma ve bacak, baldır ağrıları yaşanması aort damarı tıkanıklığının sinyalcisi oluyor. İlerleyen zamanlarda yaşanan doku kaybı ve duyu kaybı bu hastalığın ne kadar ilerlediğini de gösteriyor. Karın ve sırtta ağrı, kalp ritminin değişmesi ve bozulması gibi unsurlar erken tanı ve gözlem yapılmasını gerektirmektedir.

    Aort Anevrizmaları Tanısı

    Bazen hiçbir belirti göstermeyen bazense hastanın şikâyeti üzerine görülen anevrizmalar erken tanı için çok önemlidir. Kişinin hayati risk taşıdığı bu hastalık kritik boyutlardaysa müdahale altına alınmalıdır. 6 ay arayla ultrasonografi ve tomografik anjiyografi yardımıyla anevrizma ve türü değerlendirilmelidir. Tanı konan hastaların sigarayı ve alkolü bırakmaları, tansiyonun düşüklüğü için sağlıklı beslenme önerilerini dikkate almaları gerekmektedir.

    Aort Hastalıklarında Endovasküler Tedavi Nasıl Uygulanır?

    Hasta ilk olarak muayene edilir. Çeşitli anevrizma gözlemleme ölçüm yöntemleriyle incelenmesi yapılır. Yapılan ölçümler sonucu anevrizmanın boyutu belirlenir. Küçük çaplı anevrizmalar için yoğun bir tedavi yöntemi kullanılmaz. Çapı büyük olan anevrizmalar cerrahi veya ilaçlı olarak tedavi edilir. Hastanın diğer rahatsızlıkları da göz önünde bulundurularak çeşitli ilaç türleri verilir. Cerrahi olarak tedavi edilecek hasta endovasküler tedavi yöntemine göre hazırlanır. Öncelikle hastaya lokal anestezi verilir. Daha sonra damar içine 2-3 cm civarında kesiler uygulanır. Damarın içine girilerek yapılan bu tedavi yönteminde atardamar bölgesine yoğunlaşılır. Hasta için ölümcül sonuç doğurabilecek genişleyen anevrizma damarı çıkarılacaksa, hastaya genel anestezi uygulanır. Genel anestezi sonrası çıkarılan anevrizma ve genişlemiş damar yerine stent yerleştirilir.

    Diğer Hastalıklarla Birlikte Aort

    Aort hastalıklarında endovasküler tedavi diğer hastalıklar ile birleşen aort anevrizması karşısında farklı bir yol izlemektedir. Aort anevrizması oluşumu ile bunun getirdiği sonuçlar insan sağlığını tehlikeye atmak konusunda yeterlidir. Ancak diğer hastalık türleriyle birleşmesi istenmeyen sonuçlara sebep olabilmektedir. Özellikle 65 yaş ve üzeri gibi ileri yaşın etkisi aort anevrizmasıyla birleşerek hasta sağlığı tehlikeye girmektedir. Kişinin yaşının ilerlemesiyle damar duvarı anevrizmadan bağımsız değişime uğrayabilir. Ateroskleroz adı verilen damar sertliği, kişinin damar duvarlarını sertleştirip zaman içerisinde esnekliğini yitirmesine sebep olabilir. Bu esneklik kaybı aort anevrizmasını doğurabilir. Yine kişide bulunan hipertansiyon yani yüksek tansiyon, aort için tehlike arz eder. Kişinin herhangi bir organında yaşadığı enfeksiyonlar ve iltihaplar anevrizmayı hızlandırır. Kişinin ailesinden gelen gen aktarımları ve genetik bozukluklar, bağ dokusunun seyrelmesine ve zayıflığına sebep olur. Obeziteli bireyler dengeli beslenme uyarılarına uymadıkları sürece aort anevrizmasını tetiklemeye devam ederler. Yine aort anevrizmasının görüldüğü göğüs kafesi ve karın bölgesi gibi bölgelere alınan sert darbeler anevrizmayı oluşturabilir.

    "Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz."

    BirolYAMAK
    Kalp ve Damar Cerrahisi

    Prof. Dr.

    Birol YAMAK

    Koru Ankara Hastanesi